Genelkurmay’ın başındaki Hulusi Akar’ın, Saray
adaylığı için adı geçen Abdullah
Gül’e gidişi, kimilerini niyeyse epey
heyecanlandırdı.
Akar gençliğinde, “kininin davacısı bir gençlik” isteyen
Necip Fazıl Kısakürek’in dizi dibinde fotoğraf
çektirmiş mi? Çektirmiş.
Kara Kuvvetleri Komutanlığı sırasında, Türk askerinin kafasına
çuval geçiren AB generalinden “liyakat” madalyası almış mı?
Almış.
Yine Kara Kuvvetleri Komutanlığı döneminde, kimi subaylar,
haklarında uydurma bilgilerle açılan casusluk davası henüz sonuca
ulaşmadan disiplin soruşturması ile ordudan uzaklaştırılmış mı?
Uzaklaştırılmış.
15 Temmuz darbe gecesi, en yakın çevresinde birlikte çalıştığı
casusluk cemaatine üye askerlerce derdest edilmiş mi? Edilmiş.
Yanına MİT Müsteşarı’nı alıp Atatürk’e “firavun”
diyen “yazar” sıfatlı Nuri Pakdil’in evine gitmiş
mi? Gitmiş. Kemalizmi “Bir kısım çukur şahsiyetli varlığın altına
yuvalandığı bir kovuk”, Atatürk’ü de “diktatör” diye niteleyen Yeni
Akit yazarı Mehtap Yılmaz’ı
ziyaret etmiş mi? Etmiş.
Anıtkabir’e salıncak kurdurmuş mu? Kurdurmuş.
Ona ne şaşıyorsunuz? Hulusi Akar’ın yakın dostu Abdullah Gül’ü
CHP’nin başkan adayı yapmaya kalkanlara şaşın şaşacaksanız…
Seçim ikramiyesi
Yaşamı özetlemek, bilinci parlatır.
Genel Sağlık-İş, Saray iktidarının 16 yıl içinde yaptıklarını
özetlemiş:
- Esnek çalışma biçimleri ve taşeron uygulaması yaygınlaştı.
- Emekl...