Zafer Bayramı’nı, Cumhuriyet Bayramı’nı yok sayacaksın, 23
Nisan’ı,19 Mayıs’ı unutturacaksın. Okulları, 15 Temmuz broşürleri,
belgeselleri ve dersleri ile açacaksın.
Neymiş? 15 Temmuz milli irade günüymüş.
15 Temmuz, onlara göre öyle.
Bize göre de “besle kargayı, oysun gözünü” günü.
Meclis’i bombalayan, üstlerine bile bile salınan insanları
kurşunlayan, ulusal orduyu tasfiye eden, her türlü karanlık işi
çeviren yobazlık örgütü casusluk cemaatini iktidar ortağı olarak
kucaklarında besleyip büyütenlerin günü.
Heder olan eğitim
Geçen hafta bu köşede, sanki bu topraklarda aydınlanmacı Cumhuriyet
devrimi hiç yaşanmamış gibi eğitim alanının nasıl
imamlaştırıldığının ve gericileştirildiğinin somut örneklerine
değinmemiz üzerine epey okur mektubu geldi.
Bunlardan biri, laik Cumhuriyet okullarının imamlaştırılmasının ne
gibi sonuçlar doğurduğuna değiniyordu:
“Yabancı bir ülkenin sınavlı bursunu kazanan çocuğum, oradaki
eğitimini sürdürmek için benden Türkiye’de okuduğu
liseden ‘mezuniyetini gösterir belge’ istedi. Okula
gittim. Çocuğumun okuduğu süper lisenin adı ‘imam
hatip’ olmuştu. Okul yetkililerine durumu aktardım.
Kayıt defterine baktılar ve yabancı dil ağırlıklı
süper lise mezuniyet notunun en yüksek not olduğunu
gördüler ve ‘Yurtdışı başarısı boşuna değilmiş’dediler. Ancak
diploma mezuniyet notunu yazacakları antetli belgede, mezun
olduğusüper lisenin değil, imam hatip okulunun
adı yazıyordu. ‘Yabancı, böyle bir belgeyi eline alsa,
okul adları farklı diye belgeye inanmaz’ dedim. Üstelik,
sosyal paylaşım sitelerindeki ‘gördüğü
eğitim’ kategorisine mezun olduğu okulun adını yazsanız,
orada bile sistem eski okulun adını tanımıyor...”
Şimdi, denklik arayan yurtdışındaki eğitim kurumu, o
çocuğa “Sen imam okulunu bitirmişsin. Bilimsel çalışma
için yeterli değilsin” derse ne olacak?
O çocuğun emeği, Bilal Erdoğan’ın “1
milyon imam hatipli” dayatmasına heder mi edilecek?