Yenikapı’da kimler vardı?
Casusluk cemaatinin yakınları ile gizli gizli görüşmeler yapan
genel başkanı, yine aynı cemaatin kurguladığı kaset oyunu ile
görevden uzaklaştırılması üzerine; Cumhuriyet’i kurmuş partisini,
“yeni”leyeceğini söyleyerek siyasi İslamcılar, cemaatçiler,
Kürtçüler ve ülkücüler dahil hep partili olmayanlara açmış
olan Kemal Kılıçdaroğlu.
Casusluk cemaatinin oyununa gelmiş milletvekillerini tasfiye
eden Devlet Bahçeli.
Çevresi ve sorumlu olduğu ordu, casus cemaatinin müritleri
tarafından sarılmasına ve de darbe yapılacağının kendisine
bildirilmesine karşın hiçbir önlem almayıp cemaate teslim olan
Genelkurmay Başkanı.
Casusluk cemaatinin uyduruk davalarının savcısı olduğunu ilan etmiş
olan Recep Tayyip Erdoğan.
Yenikapı’da ne oldu?
Kılıçdaroğlu, Bahçeli ve diğerleri; “birlik ve
bütünlük” ninnisi ile avunurken…
“Başkomutan” çığlıkları arasında Recep Tayyip Erdoğan, geleceğe
dönük tek adam hedefini bir toplu “devlet ayini”ne dönüştürdü.
İhvan oradaydı
Yenikapı’daki mitingde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile TBMM
Bakanıİsmail Kahraman’ın topluluğu nasıl
selamladığına dikkat ettiniz mi?
Her ikisi de, el sallıyormuş gibi gösterip başparmaklarını avuç
içine kıvırarak “rabia” işareti yaptılar.
Devrim muhafızları geliyor
Askeri liseler kapandı. Yerine imam hatipler dahil tüm liselerden
Harp Okulu’na öğrenci alınacak.
Şu andaki eğitim sistemi molla yetiştirmek üzerine yeniden
yapılandırıldığına göre, ordu, bir cemaatten kurtulup cemaatler,
tarikatlar koalisyonuna dönüşecek.
TSK’nin emir-komuta zincirinin bozularak, siyasileştirilmesi de
cabası.
Türkiye Emekli Subaylar Derneği, bunun sonunun nereye gideceğini
şöyle özetliyor:
“Kuvvet komutanlıklarının Milli Savunma Bakanı’na bağlanmış
olması ve Milli Savunma bakanı, başbakan veya cumhurbaşkanının
doğrudan ast kademelere emir verme düşüncesi, tüm dünya
askerlik tarihi bakımından en önemli harp prensibi olan
‘emir komuta birliğini’ ortadan kaldırmıştır. Bu durum milli
güvenliğimizi ciddi şekilde tehlikeye düşürecek sonuçlar
doğurabilir.