Siyasetteki acınası çaresizliğe bakar mısınız? Abdullah Gül ile
Bülent Arınç gelecek, Türkiye “teokratik diktatörlük”ten
kurtulacakmış...
Seçeneksizliğin, öngörüsüzlüğün daniskası.
Necip Fazıl Kısakürek’in ifadesiyle “dininin ve kininin davacısı”
olarak yetiştirilmiş bir kuşaktan gelen, MTTB’de birlikte çalışmış,
siyasal İslamcı örgütlerde omuz omuza olmuş, “Müslüman kardeş”
olarak birlikte eylem yapmış, siyasi İslamcı olarak 1923 devrimini
hedef almış olanlar birbirlerine düşeceklermiş de...
ABD’ye bağlı imamın casus cemaati destek olacakmış da...
Türkiye düzlüğe çıkacakmış.
İsmet Paşa’nın o ünlü deyişiyle:
“Hadi oradan canım sen de...”
Seyrediyor
İşi gücü; bağırmak, çağırmak, kavga çıkarmak, savaş çığırtkanlığı
yapmak.
Ülkeyi ve yurttaşları hedef yaptı. İnsanlarımız onar onar, yüzer
yüzer ölürken oturmuş malum yerde, seyrediyor!
Gözde işadamı
Cerattepe yetmedi... AKP’nin gözde işadamı, milleti ile sevişme
arzusunu dile getirdiği sözleri ile tanınan Mehmet Cengiz, bu kez;
İnebolu Limanı’na, Hopa Termik Santralı’na, Mardin’de fosfat
tesisleri bulunan iki parsel araziye, İstanbul Ortaköy’de 964
metrekarelik arsaya, Eyüp Göktürk’teki 6 dönüm araziye göz
koymuş.
Hepsi birden 76 milyon liraya verilecekmiş...
Halkın Kurtuluş Partisi; İnebolu Limanı ve Hopa Termik Santralı
için Özelleştirme İdaresi Başkanvekili Ahmet Aksu ve yardımcıları
ile Mehmet Cengiz hakkında “bilerek ve isteyerek kamu zararına
neden olma, irtikap, nüfuz ticareti” ve “görevi kötüye kullanma”
gerekçesiyle savcılığa başvurmuştu.
Kamu adına görev yapması gereken savcılık, hiç beklemeden
“kovuşturmaya yer olmadığı” kararı verdi.
HKP’nin avukatları bu kez Danıştay’a başvurdular.
Göreceğiz; kamu çıkarları mı, hukuk mu, Mehmet Cengiz mi
güçlü...
Öğretmen boyun eğmez
Eğitim-İş’in, “Laik Eğitim ve Emeğe Saygı” yürüyüşünde öğretmenler,
yerlerde sürüklenmiş, ters kelepçe takılarak gözaltına alınmış,
ardından da haklarında dava açılmıştı.
İşte o davanın son duruşmasında Eğitim-İş Başkanı Veli Demir dedi
ki:
“Öğretmen yalvarmaz! Öğretmen boyun eğmez! Öğretmen el açmaz!
Öğretmen ders verir!”
İşte bu kadar...
Elektrik zammının ardındaki şirketler
Yandaşlarını zengin etmek için elektrik dağıtım şirketlerini
satmışlardı. Onlar şimdi yurttaşın sırtından haksız kazanç
sağlıyorlar.
Yalnızca “kayıp ve kaçak bedeli” olarak 2006- 2014 arasında 33
milyar lira, biz yurttaşlardan kesildi. Yalnızca 5 bölge için
yapılan 3 yıllık hedef kayıp ve kaçak oranındaki artışın konut
kullanıcılarına getirdiği ek maliyet ise, Elektrik Mühendisleri
Odası’nın (EMO) hesaplarına göre 2 milyar TL düzeyinde.
Üstelik, yüksek kayıp ve kaçak oranlarına sahip şirketlere de
imtiyazlı statü yaratıldı.
Bu şirketler teknik kalite ve verimlilik ölçütlerinden ayrı
tutuldular. Böylece ödemek zorunda oldukları kimi tazminatlardan
kurtarıldılar.
Kim bu şirketler derseniz...