Sizi üç kişiyle tanıştıracağım; Zühal Kadıoğlu, Şule Paçalı ve Sarper Duman. Üçü de hayatlarını engelli hayvanların mutluluğuna adamış. Her biri, çoğu kişinin bir ömür boyunca yaptığı toplam iyiliği her gün tekrar tekrar yapıyor. Hem de yaptıklarını iyilik olsun diye değil, kendi kalpleri için başka türlüsü mümkün olmadığından yapıyorlar.
Yaşamın (bazen de başka bir insanın!) hoyratça vurduğu patili dostlarının gözlerinde biraz mutluluk görebilmek için çok çabalıyorlar. Bu haberin amacı sadece iyiliği hatırlatmak ama bilirsiniz iyilik bulaşıcıdır; umarım hepimize çok fena bulaşır.
İNSAN ELİYLE ZARAR GÖRMÜŞ YÜZLERCE ÇOCUĞU VAR : Zühal KADIOĞLU
49 yaşında, ODTÜ mezunu, dış ticaretle ilgileniyor. Evinde görme engelli kediler, kedi AIDS’i olan kediler ve tek böbrekli bir köpek olmak üzere 13 hayvan var. Kurucusu olduğu ENCANDER Yaşam Merkezi’nde de felçli, engelli, yaşlı ya da kanser hastası 321 köpeğe ve 125 kediye bakıyor. 30 köpeğe ve 25 kediye yuva arıyor. Her birine “Çocuğum” diyor.
-2011 yılında babam ağır hastaydı ve yoğun bakımda yatıyordu. Doktorlar kurtulma imkânı olmadığını söylediler, annemi 17 yaşındayken kaybetmiştim… Umutsuzluk içindeyken sosyal medyada uyutulmak üzere olan bir felçli köpek gördüm. Maddi olarak zor durumda olmama rağmen onu buldum, aldım. Onu veterinerlere götürdüm, evimde baktım, iyileşmesi için bir yüzme havuzu kurdum. Sonunda yürümeye başladı. Aynı zamanda büyük bir mucizeyle babam yoğun bakımdan çıktı, iyileşti. Zorlu bir süreç olmasına rağmen umudu yeşertmenin önemini o zaman anladım. Yaşadıklarım bana yol haritası oldu.