Sedef Erken, güçlü bir kadın, iyi bir avukat ve mücadeleci bir anne. 38 yaşındayken hayat ona oğlu Ozan’ı verdi. Ozan’ın otizmli olduğu iki yaşındayken anlaşıldı. Sedef, birkaç yıl sonra Ozan’ın babası müzisyen Ogün Sanlısoy ile ayrıldı ve dünyasını Ozan’la birlikte yeniden kurdu. Oğlunun iyi eğitim alabilmesi, dışlanmaması için sonu gelmez bir mücadele başlattı. 14 yıldır süren bu yolda, ülkedeki bütün engelli çocukların da önünü elinden geldiği kadar açtı. Okullarla kavga etti, bakanlıklara çıktı, imzalar topladı, kitap yazdı, gitti Strasburg’da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi önünde çadır kurdu…
Beş yıl önce, otizmli ailelerinden oluşan ekip arkadaşlarıyla birlikte İstanbul Otizm Gönüllüleri Derneği’ni kurdu. Çünkü Türkiye’de özellikle ağır otizmli çocukların aileleri için hiçbir destek mekanizması yok. Sedef, bugüne kadar binlerce otizmli ailesini bireysel olarak gönüllü çalışmalarla destekledi. Geçtiğimiz hafta ise sosyal medyadan paylaştığı video, özellikle pandemi döneminde otizmli çocukların ve ailelerinin yaşadığı akıl almaz zorlukların iki dakikalık korkunç bir özeti gibiydi.
Otizmli Bartu Can ağır bir kriz geçiriyor, yatağa bağlı Bartu Can’ı dört kişi zor tutuyor ve kimse ne yapacağını bilmiyordu… Çünkü otizm uzmanlık gerektiren çok özel bir durum ve maalesef otizmliler için özel bir acil durum merkezi yok! Oysa biraz empati, biraz çabayla bu sorunu kolayca çözebiliriz… Söz, benzer durumdaki birçok ailenin yaşadığı bu çaresizliğe bir son verilmesi için sesini duyurmaya çalışan Sedef Erken’de.
Bu hafta sosyal medyadan Bartu Can’ın videosunu paylaştınız. Çok ağır bir kriz geçiriyordu ve yatağa bağlı olmasına rağmen dört kişi onu zor tutuyordu. Bartu’yu ve yaşadıklarını anlatır mısınız öncelikle…
10 gün kadar önce sosyal medya hesabıma bir acil durum mesajı bırakıldı. Şöyle yazıyordu: “Sedef Hanım, ablamın 20 yaşında otizmli bir oğlu var. Çok zor durumdalar. Ablam canına kıymak üzere, lütfen ona yardım edin!” Böyle olunca hemen aradım.