Yılın son yazısını yazarken, ileriye dönük daha iyimser
tahminlerde bulunabilmek umumi bir arzudur… Mevcut tablo buna pek
uygun görünmese de, biz yarınlar için ümitliyiz. Karamsar
değiliz.
Evet, “Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan belli” olduğu gibi, bahar
da kışla birlikte gelişini haber verir… İyimserlik anlamında şöyle
bir söz vardır: Senenin bereketi baharından bellidir. 2015 yılının
son yazısını yazarken, 2016 ve sonrasına dair daha olumlu – ılımlı
ve insanlık için daha huzurlu ortam vadeden tahminlerde bulunmak,
herkesin arzu edeceği bir durumdur. Gelgelelim bugünkü tablo, hem
ülke bazında hem dünya ölçeğinde böyle bir iyimserliği teşvik edici
değil ne yazık ki… 2015 yılı başladığı gibi bitti dersek yanlış
olmaz. 2015’te de, 2014 gibi, 2013 gibi, 2012 ve 2011 gibi
Suriye’de, Irak’ta, Yemen’de, Libya’da ve daha pek çok İslam
ülkesinde, genel olarak da dünyanın fakir kalmış ve gelişmesini
tamamlayamamış memleketlerinde, oluk oluk insan kanı aktı!.. Daha
da kötüsü dünyaya hükmeden güçler, bu kanın akmasını seyretti.
Bırakınız seyretmeyi, daha fazla kan akması için bu küresel güçler
her türlü kirli tezgâhı kurduğu gibi, bizzat kendileri de masum
insanların hayatını söndürmek için her türlü kalleşçe operasyonu
gerçekleştirdiler. Sadece Rusya’nın eylül ayından beri Suriye’de
yaptığı katliamlarda, yüzlerce sivil – kadın – çocuk hayatını
kaybetti…
Böyle bir tablo karşısında iyimser olmak kolay değil. Senenin son
günü olan bugünden yarına, mevcut olumsuzlukların kökünden
değişmesini bekleyemeyeceğimize göre, kestirmeden gidip 2016’nın da
2015 gibi geçmeye aday olduğunu söyleyebiliriz. Ama her şeye
rağmen, yeni yılın daha iyi olacağını temenni ediyoruz ve bu
temenniyi de bazı dinamiklerin katkısıyla daha ileriye taşıyıp,
karamsar olmayan öngörülere katmak istiyoruz.