Başbakan Davutoğlu, hafta başından itibaren yeni hükümet için görüşme turlarına başlayacak. Umumi beklenti, sürdürülebilir ve icraat yapacak bir koalisyonun kurulması...
Evet, nihayet beklenen görevlendirme yapıldı ve kum saati çalışmaya başladı. Malum, “zaman su gibi akıp gider…” Bayram, seyran filan derken bir bakarız ki, 45 gün geçivermiş. Önemli olan bu 45 günün ve tabii 25. Dönemin heba olmaması. Bu 45 günlük süreçte, kalıcı nitelikte ve icraat yapmaya muktedir bir hükümet kurulması, halkın umumi arzusu ve beklentisidir. Bu zaman zarfında bir hükümet kurulamaması, elbette dünyanın sonu değil. Velakin, memleketin belirsizliğe ve istikrarsızlığa tahammülü yok. Zira içte ve dışta hayati meselelerle yüz yüzeyiz. Böyle bir ortamda, uzun süreli bir hükümet problemi, kolay kaldırılabilecek bir durum değil. O yüzden de, özel ve tüzel kişilikler olarak siyasetçilerin ve partilerin gereken dikkat ve hassasiyeti göstermesi gerekiyor. Seçimlerin üzerinden geçen 31 günlük sürede, bu anlamda pek de iç açıcı bir tablo yaşanmadı. Yine seçim öncesindeki propaganda döneminde olduğu gibi, kırıcı; kavgacı, ayrıştırıcı ve dışlayıcı bir tavır hüküm sürdü. Bunun artık bitmesi lazım.
Bir önceki yazımızda da belirttiğimiz üzere, son on üç yılda muhalefet konumunda olan her üç parti de, bir koalisyon hükümetinde yer alıp sorumluluk yüklenme noktasında, fazlaca ayak sürüyor. CHP, MHP ve HDP’nin birbirlerine ve AK Parti’ye karşı; ileri sürdükleri kırmızı çizgiler, renk tonunda değişmeler olmakla birlikte, mevcut haliyle bir ortaklığı mümkün kılacak durumda değil.