“Dost ve müttefikimiz” Almanya, hatalarının yüzüne söylenmesini
bir türlü hazmedemiyor. Buna karşılık Türkiye’ye yaptığı
yanlışlarda ısrar ediyor. Bu gerilimin sonucunun nereye varacağı da
belli değil!
Türk-Alman ilişkilerinin hâlihazırdaki görünümü hiç de olumlu
işaretler vermiyor… Karşılıklı sert açıklamaların tonu gitgide
yükseliyor. Gerilimin nerede ve nasıl noktalanacağını kimse
kestiremiyor. İki ülke ilişkileri epey zamandan beri sıkıntılı idi.
Ancak 15 Temmuz ihanet kalkışmasından sonra, FETÖ ile iltisaklı pek
çok suçlu devlet memurunun Almanya’ya sığınması ve burada açıkça
himaye görmesi, ortamı zehirleyen en önemli sebeplerde biri oldu.
Hâlen Almanya’da, 40 civarında eski subay, çok sayıda polis şefi,
istihbarat elemanı ve daha önceki dönemlerde önemli dosyalara
bakmış, kritik yargı kararlarına imza atmış bazı eski hâkim ve
savcılar ile çeşitli alanlarda görevli devlet memurları, rahatlıkla
barınmakta… Alman devletinin bu kaçaklara doğrudan ve dolaylı
şekilde ciddi yardımlar sağladığı artık kimsenin meçhulü değil.
Evet, durum gayet açık ve net: Federal Alman Devleti, Türkiye’de
darbe kalkışması suçuna karışmış silahlı terör örgütü mensuplarına
kol kanat geriyor, onları etkili biçimde himaye ediyor! Bu tutum ve
davranışın uluslararası hukuk ve uluslararası ilişkiler bakımından
ne anlama geldiğini birileri izah etsin…
Almanya’nın altına imza attığı skandallar bir değil, on değil çok
ama çok fazla. Darbeci terör örgütünü himaye eden aynı Almanya’nın
Dış İstihbarat Örgütü Başkanı Bruno Kahl, der Spiegel dergisine
verdiği demeçte, Türk hükûmetinin; FETÖ’nün 15 Temmuz darbe
kalkışmasının arkasında olduğuna dair kendilerini ikna edemediğini
söylüyor… Bu açıklamanın çok derin boyutları var. Öncelikle bu
açıklama sadece istihbarat başkanının kişisel görüşünü değil, Alman
devletinin resmî tavır ve yaklaşımını ortaya koyuyor. Dolayısıyla
böyle bir açıklamanın Angela Merkel’in bilgisi ve onayı dışında
yapılması mümkün değil. Şüphesiz bu açıklama Türkiye tarafında
büyük tepkiyle karşılandı. Millî Savunma Bakanı Fikri Işık, “Şayet
bu adam 15 Temmuz’da FETÖ’yü görmemişse hem kör hem sağır
demektir…” şeklinde reaksiyon gösterdi. Ancak olay sadece bir
açıklama ile sınırlı kalmıyor. Bunun devamında politik olarak Alman
devletinin FETÖ örgütünü daha köklü boyutlarda himaye altına alma
veya böyle bir girişimde bulunma tehlikesi var… FETÖ’nün bu ülkede
yüze yakın okulunun faal olduğunu dikkate aldığımızda, durumun
vahameti daha da artıyor. Uzun yıllardan beri, konunu uzmanı bazı
kişiler (Merhum Mahir Kaynak vb.) Türkiye üzerinde en fazla
operasyon yapan devletin Almanya olduğunu dillendiriyorlardı. Ancak
seslerini pek fazla duyuramadıklarından da şikâyet ediyorlardı…
Şimdi ortaya çıkan bu olaylar, geçmişte söylenenleri oldukça teyit
ediyor. Alman vakıflarının ülkemizdeki faaliyetleri hep tartışma
konusu yapılır, ancak bugüne kadar ne gibi sonuçlara varıldığı pek
bilinmez.