İkinci dalga ambargo
ABD’ye ve özellikle Trump’a ne kazandıracak, İran’a neler
kaybettirecek? Aykırı politikalarla bodoslama giden Trump, kendi
kazdığı çukura yuvarlanabilir mi? Dünyanın tepkisi
ne?
Ve evet, İran’a karşı ikinci
dalga ambargo dün itibarıyla başladı… ABD, temelde petrol
ihracatına dayalı İran ekonomisinin can damarlarını kesmek
hedefiyle, çok sert yaptırımları başlattı. Öyle ki, yabancı
finansal kuruluşların İran Merkez Bankası ve diğer bankalarıyla
işlem yapmasına dahi izin vermek
istemiyor. ‘İstemiyor’ ifadesine dikkat
isterim. Zira ABD’nin istememesine rağmen, bahse konu ambargonun
görünür-görünmez yollardan delineceğine kesin gözüyle bakabiliriz.
Geçmişte de pek çok kez yaşandığı üzere, bu türden ambargolar
mutlaka delinir, delinmiştir. Mesela vaktiyle Saddam Hüseyin
idaresindeki Irak’a karşı da benzer uygulamalar olmuş ve fakat daha
sonraları, Batılı birçok önemli devletin bu ülke ile örtülü biçimde
ekonomik ilişkileri sürdürdüğü ortaya çıkmıştı… 1979’daki Humeyni
ihtilalinden bu yana, İran’a karşı neredeyse kesintisiz bir ambargo
sürecini devrede tutan Amerika Birleşik Devletleri, bütün uyarı ve
tehditlerine rağmen, kendisini dinlemeyen pek çok ülkenin riskleri
de göze alarak, ambargoyu deldiğini bal gibi biliyor. ABD ne kadar
esip gürlese de, yaptırımları bir yere kadar etkili olabilir.
Doğrudur, ABD hâlâ en büyük ekonomiye ve en büyük askerî güce
sahip devlet olarak “süper güç” vasfını
muhafaza etmektedir. Ama şunu hemen belirtelim ki, ABD
eski küresel emperyal gücünü kaybetmiştir. Son çeyrek
yüzyılda, bu sonucu doğuran pek çok dinamik var. Öncelikle Çin
faktörü… Ve bunun hemen yanında, 1991-2001 arasındaki on yıllık
bocalama döneminden sonra, hızla toparlanan Rusya’nın birçok yönden
ağırlık koymaya başlaması… Kısacası, ABD tek başına dünyayı
burnundan yakalayıp arkasından sürükleyecek bir güç ve imkâna sahip
değildir artık! Fakat her şeye rağmen şartları zorluyor. Bilhassa
Trump gibi, W. Bush gibi başkanların, kaba saba üslubuyla daha da
itici olmayı göze alarak, âdeta orman kanununu sürdürmek
istiyor.
İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani
hemen bir açıklama yaptı, ABD’ye rest çekerek, ambargoyu
deleceklerini ve petrol ihraç etmeye devam edeceklerini ilan etti.
Ruhani’nin sözlerini yalnızca bir hamaset olarak okumak yanlış
olur. İran yaklaşık kırk yıldır bu tür ambargolara karşı âdeta
bağışıklık kazandı!.. Diğer taraftan Amerika, kedinin tamamen
köşeye sıkıştırılıp kaçacak yer bırakılmadığında ne yapabileceğini
göz ardı etmeyecektir herhâlde. Bu yüzdendir ki, daha önce sıfır
toleransla uygulamaya koymak istediği ambargoyu, bazı ülkeleri
(şimdilik 8 tane) bundan muaf tutarak yumuşatmak zorunda kalacak.
Bu muafiyetin tam olarak sınırlarının çizilmesi ne kadar mümkün
olabilir? Hele hele güçlü devletler için bu konu ne kadar kontrol
altına alınabilir? ABD’nin Çin’e karşı giriştiği ticari engelleme
serüveninin ne gibi sonuçlara yol açabileceği kısa zamanda
görülmedi mi? AB ülkeleri bugün için İran ambargosuna kısık sesle
itiraz ediyor. Ama yarınlarda daha yüksek perdeden itirazlar
gelebilir ve Amerika buna duyarsız kalamaz. O sebeple ilk etapta
İran’ı hayli zorlayacak bu ambargo, uzak olmayan bir gelecekte
başka ülkelerin maruz kalacağı zararlar sebebiyle gevşetilmek
mecburiyetinde kalınabilir. Bu arada belki de bugünden
öngöremediğimiz başka gelişmeler de yaşanabilir. Her hâlükârda,
Amerika zor bir ülkeye karşı yeni bir serüvene girdiğinin
bilincinde olsa gerek… Dünyada ilk ve tek örnek olarak, ABD’nin
Tahran’daki 49 elçilik görevlisinin dört yüz gün boyunca rehin
alındığını hatırlayalım. Ve yukarıda bahsini ettiğimiz kediyi
fazlaca köşeye sıkıştırmanın tırmalanmayı kaçınılmaz kılacağını da
ABD tarafından hesaplanacağını belirtelim!..
Göreve geleli henüz iki yıl
olmadan, kendi ülkesinin yarısı da dâhil; neredeyse bütün dünyanın
nefretini kazanma becerisini gösteren Donald Trump, bu hoyrat
politikalardan ne kazanabilir? ABD halkının ve elit tabakanın
önemli bir kısmı, bu konuda son derece kötümser ve Trump’ın ülkeyi
mahvettiğini düşünüyor. Bugün ABD’de temsilciler Meclisi ve Senato
üçte bir yenileme seçimleri var. Yani Trump için çok önemli sınav.
Şayet Demokratlar, Kongre’de yeniden çoğunluğu elde ederse, Trump
için kâbus dönemi başlayabilir. Hâlen Temsilciler Meclisi’nde 195
sandalyeye sahip Demokrat Parti eğer, 23 tane daha alırsa (Ki, W.
Bush zamanında 2006, bunu başarmıştı…) çoğunluğu elde edecek.
Senato’da ise Cumhuriyetçilerin işi biraz daha kolay… Zira
Demokratların 26 sandalyesine karşılık, onların 9 sandalyesi seçim
yenilemesine giriyor. Şayet Demokratlar 26’yı muhafaza edip üzerine
bir tane daha koyabilirse, Senato’da da çoğunluğu kazanacak ve
gerçekten Trump için “vatana ihanet, rüşvet
vs.” birçok suç işlediği iddiasıyla azil süreci
başlatma imkânı doğacak. Şimdi bakalım bu noktada ambargo Trump’a
ne kazandıracak, ne kaybettirecek? Dananın kuyruğu…