Avusturya Meclisi, Türkiye’ye askerî teçhizat ve malzeme
ihracatının engellenmesini talep eden önergeyi oy birliği ile kabul
etmiş… Bu küçük ülkenin, epeydir Türkiye’ye karşı bir karın ağrısı
var galiba!
Avrupa ülkelerinin şımarık, kibirli ve küstahlığa varan tavırları,
cüsselerini aşıyor!.. Lakin onlar, bu hâlin pek farkında değil veya
öyle görünüyorlar… Düşününüz nüfusu 400 bin civarında olan ve
ekonomisi büyük ölçüde kumar turizmine dayanan Lüksemburg gibi bir
devletçik, Türkiye’nin AB üyelik sürecinin durdurulması için
çağrıda bulunuyor. Hani ne derler: Bir boyuna posuna bak, bir
ettiğin lafa bak!.. İstanbul’un Küçükçekmece ilçesinin ancak yarısı
kadar olan Lüksemburg, boyunu çok çok aşan bu lafları etme
küstahlığında bulunuyor. Ondan biraz daha irice olan Avusturya (7
milyonluk nüfusuyla İstanbul’un yarısı bile etmiyor…) ülkemize
karşı ambargo uygulama teşebbüsünde bulunuyor. Diyeceksiniz ki,
mesele yalnızca nüfus değil. Oraya da geleceğim. Bu Avusturya’nın
epey zamandır ülkemize karşı bir karın ağrısı var. Zira geçen hafta
Brüksel’de toplanan AB Dışişleri ve Savunma Bakanları
toplantısında, Türkiye’nin üyelik sürecinin durdurulmasını isteyen
tek ülke oldu. Şimdi de Meclis’ten Türkiye’ye askerî teçhizat ve
malzeme satışını engelleyen bir karar geçirmiş bulunuyor. Böylece
güya ülkemize baskı yapıp farklı bir davranış biçimine zorlayacak…
Bizim o çok güzel halk deyişimizin tam da yeri geldi: Ateş olsan,
cirmin kadar yer yakarsın!
Değil Avusturya gibi ufak boy bir devlet, onun ağababası olan dev
ülkeler de vaktiyle aynı yola başvurmuştu. 1991’de Almanya (Ki, her
daim gölgesi Avusturya’nın üzerindedir…) Türkiye’ye silah ambargosu
kararı almıştı. Tam da Alman Meclisinin bu kararı aldığı gün, bir
grup gazeteci olarak Parlamento’ya gitmiştik.