Son olarak İspanya'nın Barcelona şehrinde yaşanan terör
saldırısı, Avrupa’yı bir kere daha dehşete düşürdü. Terörle
mücadele için Avrupa ülkeleri yeni yeni arayışlar içinde. Ancak
işleri çok zor!..
11 Mart 2004 günü, İspanya’nın başkenti Madrid’de teröristler dört
tane treni bombalarla havaya uçurduğunda, yaşlı kıta baştan başa
sarsılmıştı. İspanya’nın merkezini vuran bu saldırı, “Avrupa’nın 11
Eylülü” (11 Eylül 2001’de, New York’taki Dünya Ticaret Merkezine
yapılan saldırıda üç binden fazla insan ölmüştü…) olarak
nitelendirilmişti. Gerçekten yıkım çok büyüktü. 192 kişi hayatını
kaybetmiş, bin 841 kişi de yaralanmıştı… Bu saldırının sonucunda,
İspanya’da önemli siyasi ve sosyal gelişmeler yaşandı. Milyonlarca
kişi meydanları doldurarak teröre karşı protesto gösterileri yaptı.
Başbakan Jose Maria Aznar seçimleri kaybederek iktidardan düştü…
Bundan 15 ay sonra, bu defa İngiltere’nin başşehri Londra’da üç
metro istasyonu ve bir otobüste infilak ettirilen bombalarla Avrupa
kıtası bir kere daha sarsılacaktı. Teröre karşı en etkili
istihbarat ağına sahip olduğu kabul edilen İngiltere, bu saldırıda
50 ölü ve 700 yaralı verecekti… “Demokrasinin beşiği” diye
tanımlanan Birleşik Krallık hükûmeti, bu saldırılardan sonra, temel
insan haklarını da önemli ölçüde sınırlayan ve bir nevi sıkıyönetim
olarak nitelendirilen çok sert antiterör tedbirleri aldı. Buna
rağmen İngiltere zaman zaman terörist saldırılara hedef olmaya
devam etmekte…