Batı, oldum olası
ikiyüzlüdür… Hatta ikiyüzlülüğün de ötesinde 'binbir surat'tır. Bu
sebeple yüzsüz diye tanımlamak daha doğrudur. Yüzsüz olduğu için
pişkindir. Adı üstünde, pişkin suratta utanma
aramayınız!..
Alman Bild gazetesinin
Yunanistan muhabiri Liana Spyropoulou, Hatay
Altınözü ve Kilis’deki Suriyeli mülteci kamplarının mükemmelliğini
görünce, ülkesindeki durumdan utanç duyduğunu söylemiş… Yunan
gazetecinin ifadesine göre, Yunanistan’daki mülteci kamplarında
durum tek kelime ile felaketmiş. Öyle ki, bir kısım mültecilerin
üzerinde yatacağı bir yatak dahi verilmiyormuş. O yüzden çoğu uzun
zaman toprak üstünde yatmak mecburiyetinde imiş. Kamplarda güvenlik
de yokmuş. Yemek için her biri üç-dört saat kuyruklarda bekliyormuş
vs. vs... Bunlarla mukayese edince Bayan
Spyropoulou şu hükmü
vermiş: “Türkiye’deki kamplar bize göre bin kat daha
iyi durumda ve insani şekilde oluşturulmuş…” Bayan
gazeteci devamla şunları da dile getirmiş: “Benim
hükûmetim, benim Yunanistan’ımın mültecilerle nasıl insanlık dışı
bir oyun oynadığını, en zavallıların ve en korunmasızların
sırtından nasıl bir siyaset yaptığının farkına
vardım…” Gazeteci Liana bütün bunların cereyan ettiği
Yunanistan’daki mülteci sayısının altmış beş binden daha az
olduğunu da belirtmiş!.. Düşünün sekiz yıldan beri Türkiye 3
milyon 650 bin Suriyeli sığınmacıyı misafir ediyor. Ama
Yunanistan’ın kendi topraklarına ulaşan sığınmacılara nasıl bir
gayrı insani muamele yaptığını da gazetemizin bugünkü haberinden
okuyacaksınız… 252 sığınmacıyı gaddarca döverek, eşyalarını
gasbederek zorla Türkiye tarafına yollamışlar. Yunan kıyılarında
her sene böyle yüzlerce utanç verici vaka yaşanıyor. Ama lafa
gelince Yunanistan Avrupalı ve dolayısıyla onlara göre medeni bir
ülke!..
Yunanistan’dan kat kat daha
zengin olan Danimarka da sığınmacılara aynı şeyi yapmamış mıydı?
Canlarını kurtarmak maksadıyla bu ülkeye güç bela ulaşan
Suriyelilerin ziynet eşyasına el koymuşlardı utanmadan! O yüzden
gerçekleri iyi görmeli ve anlamalıyız. O da yetmez. Bu gerçeği
bütün dünyaya en etkili biçimde anlatmalıyız.
Yani BATI OLDUM OLASI İKİYÜZLÜDÜR… Hatta
ikiyüzlüden de öte bin bir surattır. Daha açıkçası yüzsüzdür.
Yüzsüz olduğu için de pişkindir. Pişkin suratlarda
utanma arama diye boşuna söylememişler. Üstelik
Avrupa bu pişkinliğini bir de uygarlık diye satmaya kalkışıyor.
Facia üstüne facia… Asya’da, Afrika’da her yıl milyonlarca insanın
yerinden yurdundan kopmasının altında yatan en büyük etken bu uygar
geçinen devletler. Ama bunlar hem suçlu hem güçlü!.. İnsanlık
namına kılını kıpırdatmazlar, ama mesela Türkiye’ye mülteciler
konusunda akıl vermeye kalkışırlar. Yunanlı Gazeteci Liana gibi
sağduyu sahibi tek tük kişiler zaman zaman ortaya çıkıp hakikatleri
cılız sesle dile getirseler de, çok çok azınlıkta kalıyorlar ve
seslerini yeterince duyuramıyorlar. Buna karşılık, kıt akıllarını
kiraya veren ve kalemlerini satan şahsiyetsiz yalancılar, her gün
ülkemizin aleyhine düzinelerce yalan haber yayıyorlar. Lakin güneş
balçıkla sıvanamaz. O yalancıların mumu yatsıya bile varamadan
söner. Avrupa Birliği'nin önde gelen siyasetçileri, hakikatlere
gözünü kapayarak bir yere varamazlar… Türkiye onların anladığı
dilden konuşunca etekleri tutuşuyor zaten. Bir an evvel Türkiye ile
iş birliği yapmaları kendi menfaatlerinin de icabıdır. Biz bugüne
kadar kapıları açıp yüz binlerce sığınmacının Avrupa Birliği
coğrafyasına hücumunu önlemişsek, bu, uluslararası hukuk
düzeni ve insan haklarına karşı hassasiyetimiz sebebiyledir. Ama
unutmasınlar ki, sabrın da bir sınırı var…
Diğer taraftan Suriye’de, terör
örgütü PKK/PYD ile ortaklık yapan Amerika Birleşik Devletleri'nin,
her gün yeni bir suçu gün yüzüne çıkıyor. Kendi üslerini başkası
kullanmasın diye apar topar imha ederek çekilen ABD askerleri,
Trump’ın bizzat ifadesiyle, petrole olan sevgisi
yüzünden geri dönüyorlar. Daha doğrusu petrol
bölgelerine takviye yapıyorlar. Bu arada güya DEAŞ’a karşı
kullanılması için terör örgütü PKK/PYD’ye verdikleri havan
mermileri, anti tank mühimmatı ve vs. cephanelik de bir bir ortaya
dökülüyor. Yani ABD tam olarak suçüstü, eski
tabirle ‘cürmü meşhut’ olmuş durumda…
Son bir ayda Türkiye topraklarına atılan binden fazla havan
mermisinin kaynağı ve ikmal adresi, şüpheye hiç yer bırakmayacak
şekilde deşifre olmuştur! Bu mudur terörle mücadele eden Amerika?
Yani petrolü çok sevdiğini inkâr etmeyen hatta bununla övünen
Amerika! Evet, bir kere daha kesin olarak ortaya çıkmıştır
ki, “Batı Medeniyeti” diye bize
pazarlanan şey, “tek dişi kalmış
canavarlıktır”. Bu canavar, şimdiye kadar insanlığa
çok büyük hasar verdi ne yazık ki… İnanıyoruz ki artık eskisi kadar
yırtıcı ve öldürücü olamayacak. Zira hızla güç kaybediyor. Bazıları
Batı’nın hâlihazırdaki konumuna bakarak, bu görüşümüze
katılmayabilir. Fakat şurası unutulmasın; Avrupa
Birliği hazırdan yiyor…
Alman Bild gazetesinin
Yunanistan muhabiri Liana Spyropoulou, Hatay
Altınözü ve Kilis’deki Suriyeli mülteci kamplarının mükemmelliğini
görünce, ülkesindeki durumdan utanç duyduğunu söylemiş… Yunan
gazetecinin ifadesine göre, Yunanistan’daki mülteci kamplarında
durum tek kelime ile felaketmiş. Öyle ki, bir kısım mültecilerin
üzerinde yatacağı bir yatak dahi verilmiyormuş. O yüzden çoğu uzun
zaman toprak üstünde yatmak mecburiyetinde imiş. Kamplarda güvenlik
de yokmuş. Yemek için her biri üç-dört saat kuyruklarda bekliyormuş
vs. vs... Bunlarla mukayese edince Bayan
Spyropoulou şu hükmü
vermiş: “Türkiye’deki kamplar bize göre bin kat daha
iyi durumda ve insani şekilde oluşturulmuş…” Bayan
gazeteci devamla şunları da dile getirmiş: “Benim
hükûmetim, benim Yunanistan’ımın mültecilerle nasıl insanlık dışı
bir oyun oynadığını, en zavallıların ve en korunmasızların
sırtından nasıl bir siyaset yaptığının farkına
vardım…” Gazeteci Liana bütün bunların cereyan ettiği
Yunanistan’daki mülteci sayısının altmış beş binden daha az
olduğunu da belirtmiş!.. Düşünün sekiz yıldan beri Türkiye 3
milyon 650 bin Suriyeli sığınmacıyı misafir ediyor. Ama
Yunanistan’ın kendi topraklarına ulaşan sığınmacılara nasıl bir
gayrı insani muamele yaptığını da gazetemizin bugünkü haberinden
okuyacaksınız… 252 sığınmacıyı gaddarca döverek, eşyalarını
gasbederek zorla Türkiye tarafına yollamışlar. Yunan kıyılarında
her sene böyle yüzlerce utanç verici vaka yaşanıyor. Ama lafa
gelince Yunanistan Avrupalı ve dolayısıyla onlara göre medeni bir
ülke!..
Yunanistan’dan kat kat daha
zengin olan Danimarka da sığınmacılara aynı şeyi yapmamış mıydı?
Canlarını kurtarmak maksadıyla bu ülkeye güç bela ulaşan
Suriyelilerin ziynet eşyasına el koymuşlardı utanmadan! O yüzden
gerçekleri iyi görmeli ve anlamalıyız. O da yetmez. Bu gerçeği
bütün dünyaya en etkili biçimde anlatmalıyız.
Yani BATI OLDUM OLASI İKİYÜZLÜDÜR… Hatta
ikiyüzlüden de öte bin bir surattır. Daha açıkçası yüzsüzdür.
Yüzsüz olduğu için de pişkindir. Pişkin suratlarda
utanma arama diye boşuna söylememişler. Üstelik
Avrupa bu pişkinliğini bir de uygarlık diye satmaya kalkışıyor.
Facia üstüne facia… Asya’da, Afrika’da her yıl milyonlarca insanın
yerinden yurdundan kopmasının altında yatan en büyük etken bu uygar
geçinen devletler. Ama bunlar hem suçlu hem güçlü!.. İnsanlık
namına kılını kıpırdatmazlar, ama mesela Türkiye’ye mülteciler
konusunda akıl vermeye kalkışırlar. Yunanlı Gazeteci Liana gibi
sağduyu sahibi tek tük kişiler zaman zaman ortaya çıkıp hakikatleri
cılız sesle dile getirseler de, çok çok azınlıkta kalıyorlar ve
seslerini yeterince duyuramıyorlar. Buna karşılık, kıt akıllarını
kiraya veren ve kalemlerini satan şahsiyetsiz yalancılar, her gün
ülkemizin aleyhine düzinelerce yalan haber yayıyorlar. Lakin güneş
balçıkla sıvanamaz. O yalancıların mumu yatsıya bile varamadan
söner. Avrupa Birliği'nin önde gelen siyasetçileri, hakikatlere
gözünü kapayarak bir yere varamazlar… Türkiye onların anladığı
dilden konuşunca etekleri tutuşuyor zaten. Bir an evvel Türkiye ile
iş birliği yapmaları kendi menfaatlerinin de icabıdır. Biz bugüne
kadar kapıları açıp yüz binlerce sığınmacının Avrupa Birliği
coğrafyasına hücumunu önlemişsek, bu, uluslararası hukuk
düzeni ve insan haklarına karşı hassasiyetimiz sebebiyledir. Ama
unutmasınlar ki, sabrın da bir sınırı var…