Medyada ve akademiyada belli bir grup (Erdoğan bunlar için ‘güruh’ ifadesini kullandı…), ısrarla ve inatla Cumhurbaşkanı ve Başbakanın sözlerini çarpıtarak tezvirat yapıyor.
Hatırlayınız, Kobani olayı patlak verdiğinde; malum çevreler derhal harekete geçip topyekûn biçimde, Türkiye Cumhuriyetini suçlama kampanyası başlatmıştı. Kobani’ye saldıran sanki DEAŞ değil de, Türkiye Cumhuriyeti idi… Vay efendim, niçin Türkiye Kobani’ye yardım için seferber olmuyor! Oysa bu tezvirat devam ederken, Türkiye mümkün olan her yoldan Kobani’ye yardım ediyordu. Öncelikle oradaki çatışma ve katliam tehlikesinden kaçan iki yüz binden fazla insana, kapılarını sonuna kadar açmış ve bir hafta içinde, bu sayının tamamını ülkesinde misafir eder duruma gelmişti. Buna ilaveten, Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimine bağlı Peşmergelerin ve Özgür Suriye Ordusu unsurlarının, topraklarımızdan geçerek, Kobani’ye destek gücü olarak gitmesine imkân vermişti. Daha da ötesi, dört buçuk aylık çatışma döneminde, Kobani’den dışarıya açılan tek kapı, Türkiye sınırında idi ve bu zaman zarfında Kobani’de savaşan bütün güçlerin lojistik desteği (Yedikleri ekmek ve içtikleri su da dâhil), hep Türkiye’den tedarik edilmişti. Dahası, orada yaralanan 1450 PYD – YPG mensubu, Suruç ve civarındaki hastanelerde tedavi edildi.