Gazetemizin en kıdemli
yazarı, çok değerli büyüğümüz, Ağabey'imiz Mustafa Necati Özfatura,
rahmet-i Rahman’a kavuştu. Hayatını Türk ve İslam âlemine hizmete
vakfeden M. Necati Ağabey’in yeri doldurulamaz.
Davaya inanmışlık, samimiyet,
fedakârlık, tevazu ve insanlara karşı daima iyi niyetli olmak gibi
meziyetlerde, müstesna bir kişiydi Mustafa Necati Ağabey… Çok
başarılı bir askerdi (Emekli Hava Füze Albay), ama askerlik
mesleğinin o bilinen sert karakteri Necati Ağabey’de yoktu. Tam
aksine son derece mülayim, güler yüzlü, şefkatli ve her vesileyle
birilerine iyilik yapma gayretinde bir insandı… Şüphesiz bu hâli
onun dindarlığından kaynaklanıyordu. Ve maalesef bu vasfı
dolayısıyla, o dönemde haksız bir muameleye maruz kaldı ve “namaz
kıldığı için” emekliye sevk edildi. Ancak M. Necati Ağabey çok
yönlü bir kişiydi. Aynı zamanda hukukçu idi. Dava açtı ve kazanarak
mesleğine geri döndü… Bizler Necati Özfatura Ağabey’i daha çok
yazarlık tarafıyla tanıdık. Henüz lise talebesi iken ben de Necati
Ağabey’in itina ile tanzim ettiği özel arşivi için bazen yardımda
bulunurdum. Rahmetli o arşivine çok ehemmiyet verirdi. Gerçekten
büyük bir bilgi hazinesi niteliğinde idi ve pek çok kimse önemli
bazı belgeleri oradan temin edebiliyordu. Türkiye gazetesinde bir
vakitler üç ayrı imza ile makaleler yazdı. Ve en büyük dileği son
nefesine kadar bu yazılarına devam edebilmek idi. Öyle de oldu çok
şükür. 88 yaşına kadar yazmaya devam etti. Yalnızca sağlık
durumunun çok çok ağırlaştığı ve ciddi ameliyatlar geçirdiği son
aylarında, yazma imkânı olmadı.
Mustafa Necati Ağabey, basiret
sahibi bir kalemdi. Derinlemesine tahliller yapar ve keskin
görüşler serdederdi. Mesela, 5 Mayıs 1978 yılında yazdığı bir
makalesinde şöyle diyordu: Bu yazıyı kesip saklayınız.
Göreceksiniz, Afganistan Sovyetler Birliği’ne mezar olacaktır… SSCB
dağılacak ve Orta Asya Türk Cumhuriyetleri de, 21. yüzyıldan önce
bağımsızlıklarına kavuşacaktır… Evet, bunları yazdığı
zaman, Sovyetler Birliği belki de küresel ölçekte en etkili
dönemini yaşıyordu!.. Gerçekten on sene sonra, Sovyetler Birliği
tarihinin en ölümcül mağlubiyetini aldı ve çok geçmeden de
darmadağın oldu. 1991 yılında Türk Cumhuriyetleri de
bağımsızlıklarını ilan etti… Necati Ağabey, Amerika Birleşik
Devletleri’yle ilgili olarak da, benzer tahminlerde bulundu ve bu
tahminlerini mükerrer olarak yazdı. Bakalım zaman daha neler
gösterecek! Merhumun yazarlık hayatı boyunca kaleme aldığı on yedi
bin civarında makale var. Bunların kahir ekseriyeti, başta Filistin
meselesi olmak üzere İslam ülkelerinin problemlerini ele alır.
Afrika kıtasının tamamı ve Asya’nın derinliklerine kadar en kritik
ve sıkıntılı bölgelerle ilgili olarak, onun kadar makale yazan
başka bir isim yoktur. Büyük bir sebatla meseleleri takip eder,
gelişmeleri vaktiyle okuyucularına aktarırdı. Onun yazılarını takip
ederek, dünyanın sıcak bölgelerindeki hadiseleri ve temelinde yatan
esas sebepleri gecikmeksizin öğrenmek kabildi. Nitekim bu
konularda, onun tiryakisi olmuş pek çok okuyucu vardı.
Mustafa Necati Ağabey’in belki
de en büyük özelliği, her şeyden evvel bir gönül adamı olmasıydı.
Yukarıda da belirttiğimiz üzere, insanlara faydalı olmak, onların
sıkıntılarını gidermede yardımcı olmak en büyük şiarı idi. Ve bu
şiarı istikametinde, bilhassa genç insanlara rehberlik ediyordu.
Sayısız gençler onu yakından izleyerek, ilminden, ahlakından,
yaşayış tarzından örnek alıp istifade ediyordu… Kendisi her zaman
iyimserdi ve bu iyimserliğini başkalarına da aşılardı. O yüzdendir
ki, kendisiyle sohbet eden kimseler büyük moral bulurdu. Fakat bu
iyimserliğin yanında, İslam dünyasındaki dağınıklık, şuursuzluk ve
perişanlıktan ötürü büyük üzüntü de yaşardı. İslam âleminin bu
zilletten kurtulması için de daima dua ederdi. Onun kadar ağzı
dualı insan az bulunur… Evet, merhum Mustafa Necati Özfatura bir
ulu çınardı ve o da her fani gibi aramızdan göçüp gitti. Necati
Ağabey’in yerini doldurulamaz. Fakat biz onun yazdıklarından
dersler çıkararak, onun örnek yaşayışını daima hatırda tutarak
teselli bulmaya çalışacağız. Kıymetli büyüğümüz “bu kubbede bir hoş
sadâ bırakarak” ahirete gitti. Cenab-ı Hak gani gani rahmet
eylesin, taksiratını affeylesin. Başta onun gibi kalem sahibi olan
arkadaşımız İrfan Özfatura olmak üzere, bütün aile efradına,
değerli okuyucularımıza ve Türk milletine başsağlığı diliyoruz.
Hepimizin başı sağ olsun.
Bu vesile ile daha önce vefat
etmiş bütün yazarlarımızı ve çalışanlarımızı da rahmetle yâd
ediyoruz. Cümlesinin mekânı cennet olsun.