Sözde Ermeni soykırımı
iddiaları, bugüne kadar ABD Kongresinde kaç defa ele alındı?
Temsilciler Meclisi şimdiye kadar kaç kere bu konuda karar aldı? Bu
kararların sonucu ne oldu? Başka ne olabilir ki?
Adı üstünde ABD büyük devlet…
Hatta daha da ötesi “süper güç…” Ama küçük devlet gibi yönetiliyor!
Bunun en bariz örneği, bu devasa gücün terör örgütleriyle iş
birliği ve ortaklık yapacak kadar küçülmesidir. FETÖ gibi dini
istismar eden fitne –fesat örgütünü palazlandırıp, elebaşını kendi
topraklarında barındırıp koruma altına almak ve Türkiye’de darbe
yapması için her türlü teşvik etmek… Bunun gibi, kendisi dâhil pek
çok devletin terör örgütü olarak tanımladığı PKK’nın; Suriye
uzantısı olan PYD/YPG’yi (ABD bu ilişkiyi kabul ve itiraf ediyor),
on binlerce tır silah ve mühimmatla donatıp, bununla bir terör
devletçiği kurmaya çalışıyor… Bu yüz karası durum, tek başına,
adına büyük denilen bir devlet için yeteri kadar utanç sebebi olmaz
mı? Ama hayır, ABD burada kalmıyor. Israrla ve inatla terör
örgütleriyle iş tutmaktan vazgeçmiyor. Mesela hakkında doksan küsur
delil klasörü bulunan FETÖ elebaşını Türkiye’ye iade etmekten
imtina ediyor. Dahası, Türkiye’nin kellesine dört milyon dolar ödül
koyarak kırmızı bültenle aradığı bir terörist olan Abdi Şahin’le en
üst düzeyde muhatap oluyor!.. Üstelik bu teröriste bir de general
payesi vererek… Biliyorum bu tiksinti verici davranışları tekrar
tekrar anlatmanın pratikte bir faydası yok. Çünkü ABD, büyük devlet
olma haysiyetini yerlerde süründürmekten kaçınmıyor ve inatla bu
hatayı sürdürüyor. Hâl böyle olunca ABD’ye misliyle mukabelede
bulunmaktan başka yol kalmıyor. Nitekim dün, Cumhurbaşkanı Erdoğan;
ABD’nin FETÖ elebaşını geri vermemesi durumunda, suçluların iadesi
anlaşmasını askıya alacağımızı bildirdi. Olması gereken de
buydu.
Gelelim ABD Kongresi alt
meclisinin aldığı son kararlara… Evet, ilk defa Kongre bu tür bir
kararı almıyor. Daha önce de defalarca denedi. Kimi zaman yarım
kaldı. Kimi zaman da birtakım kararlar alındı. Peki, bu kararlar
alındı diye Türkiye’nin tutumunda bir değişiklik oldu mu? Kıbrıs
Barış Harekâtı’ndan sonra da ambargo kararı almadı mı? Sonunda ne
oldu? Türkiye savunma sanayii alanında önemli adımlar attı ve ciddi
başarılar ortaya koydu… Sözde Ermeni soykırım iddiaları… Şimdiye
kadar sayısız kere gündeme geldi. Sadece Kongre’de değil, yönetimde
de bu konuda nice teşebbüsler oldu. Hatırlayınız, Barak Obama,
seçim kampanyası sırasında hangi sözü vermişti? Başkan olduğu
takdirde soykırım iddiasını resmen tanıyacaktı… Peki, sonra ne
oldu? Temsilciler Meclisi daha önce de iki kere bu konuda karar
aldı. Sonuç? Yine aynısı olacaktır hiç şüphesiz. Türkiye’nin siyasi
ve askerî tavrında hiçbir değişiklik olmayacaktır. Kaldı ki, tarihî
bir olayla ilgili olarak, başka ülkelerin parlamentolarında alınan
siyasi kararların hiçbir kıymetiharbiyesi yoktur… Yetmiş küsur
yıllık müttefiklik statüsüne rağmen, ABD kongresinin Türkiye’ye
dair genellikle dostane değil, hasmane bir tavır içinde olduğu da
bir gerçektir! Bu konuda Kongre ile yönetim arasında iyi polis –
kötü polis rolü, zaman içinde tekrarlanmaktadır.
Barış Pınarı Harekâtı
dolayısıyla, Trump’ın Türkiye aleyhine alelacele aldığı başkanlık
kararları, Ankara mutabakatından sonra rafa kalkmıştı… Ama şimdi,
Kongre’nin alt kanadı; daha on gün geçmeden bu defa yine aynı
gerekçe ile Türkiye’ye karşı ekonomik ambargo ve silah satışı
yasağı getirme kararı alıyor. Alsın bakalım… Bu karar, Türkiye’nin
Suriye’de atması gereken adımları hiç ama hiç engelleyemeyecektir.
Tam aksine bu konuda kararlılığımızı pekiştirecek etkiyi
yapacaktır. Dışişleri Bakanı Mevlût Çavuşoğlu’nun net olarak ifade
ettiği üzere, Türkiye, Suriye’de oyunu bozduğu için bu kararları
alıyor. İntikam için bu adımları atıyor. Fakat kendi ayağına ateş
ettiğinin farkında değil… Hem Cumhurbaşkanı Erdoğan hem de
Çavuşoğlu’nun teyit ettiği üzere, bu kararlar Türkiye için yok
hükmündedir. Türkiye millî menfaatlerinin gerektirdiği bütün
adımları atacaktır. Gerekirse güvenli bölgenin hudutları da
genişletilecektir… ABD, şimdiye kadar Suriye’de izlediği yanlış ve
ikircikli politikalarının olumsuz sonuçlarını görünce, bu türden
yeni yanlışlara imza atma gafletine düşüyor. Terör örgütlerine kol
kanat germek ve onlarla iş tutmanın kendisine fayda değil zarar
verdiğini bir gün anlayacak. Ama iş işten geçmiş olacak…
Evet, bahse konu kararları çok
gördük… Ve bu kararlar bizi asla yolumuzdan alıkoymadı,
koyamayacak. Washington’un bunu iyi anlaması gerekiyor. Bakalım
anlayacak mı?..