Bir televizyon kanalında
Öztürk Yılmaz’ın adaylığı hakkında ne düşünüyorsunuz sorusuna, AK
Partili Mustafa Şentop’un ilk tepkisi kahkaha atmak oldu. Gerçekten
bu işler o kadar ucuz mu?!.
CHP’de bunca anlı şanlı ve
kıdemli diplomatlar varken, onların yanında çırak mesabesinde
kalan Öztürk Yılmaz’ın, dış politikadan
sorumlu genel başkan yardımcısı yapılması hayli şaşırtmıştı… Ama
Yılmaz bununla da kalmadı. Erken seçim kararı verilir verilmez,
elini herkesten daha çabuk tutup cumhurbaşkanlığına aday olduğunu
açıklayıverdi… Yılmaz’ın adaylığı bir televizyon programımda AK
Parti milletvekili ve anayasa komisyonu
başkanı Mustafa Şentop’a soruldu. Şentop,
soruya cevap vermeden evvel yüksek frekansta bir kahkaha attı.
Gerçekten, rakip siyasi partideki tablo karşısında, bu derece
keyifli bir duygu yaşamak dikkat çekici… AK Parti ve MHP, çok
önceden “Cumhur ittifakı”nı kurup gerekli
hazırlıklarını neredeyse tamamen yapmış olmanın rahatlığı içinde.
Buna karşılık ana muhalefet partisi CHP ile diğer partiler, daha
önce erken seçim için meydan okudukları hâlde, hazırlıksız ve
dağınık bir görüntü veriyor. CHP’de uzun zamandan beri tartışma
konusu olan (Kimin Cumhurbaşkanı adayı olacağı veya Kemal
Kılıçdaroğlu’nun aday olup olmayacağı), Parti Kurultayında da yoğun
biçimde gündeme taşınmasına rağmen, bir türlü netleşmedi. Hele bu
son erken seçim kararı üzerine konu büsbütün aciliyet kesbettiği
hâlde, Parti Yönetimi meseleyi sürekli olarak zamana yaymaya
çalışıyor. Ancak bu zamana yayma meselesi giderek daha da
kronikleşen bazı krizlere yol açıyor… Ülkenin ikinci büyük partisi
olarak CHP’nin cumhurbaşkanlığı için göstereceği aday siyasi
rekabet açısından büyük önem taşıyor. Yeni mevzuata göre bir parti
grubu ancak bir kişiyi aday gösterebilir.
Gelgelelim CHP’de bir dalgalanma
ve savrulma yaşanıyor gibi. Kim aday gösterilecek diye merak
edilirken, genel başkan yardımcısı Öztürk Yılmaz, palas pandıras
adaylığını açıkladı bile!.. Ama Yılmaz adaylıkta yalnız kalmadı.
Birkaç saat sonra, bu defa bir başka CHP milletvekili
olan Didem Engin de aday olacağını
açıkladı… Gerçekten bu işler bu kadar ucuz mu, diye
insan sormadan edemiyor. Elbette demokratik bir yarışa
girmekte insanlar özgürdür. Niye aday oluyorsun diye kimse muaheze
edilemez. Lakin bir de parti disiplini diye bir şey var. Ve bu
işler böylesine sulandırılmaya gelmez. Söz konusu olan
cumhurbaşkanlığı seçimi… Birileri şayet dalga geçmek gibi bir
gayriciddiliğin içine girmek istiyorsa, o başka! Fakat işin başında
böyle bir gevşeklik, dağınıklık ve de laubalilik sergilenirse,
netice yönüyle şimdiden geçmiş olsun… Ama seçimi kazanma konusunda
gerçekten bir iddiaya sahipler ise (ki, Sayın Kılıçdaroğlu bu
konuda hiç de alttan almıyor…), o zaman işin ciddiyetine uygun bir
tavır ortaya koymak zorunda. CHP aday konusunda bu kadar bocalarsa,
nerede kaldı seçim kazanmak! Hatta aday tespitinden önce, parti
mensuplarının konuya yaklaşımı oldukça problemli… Adaylık
konusunda Muharrem İnce’den de bir hamle
beklenirken, dün Kılıçdaroğlu ile yaptığı görüşmeden sonra daha
soğukkanlı bir tutum içinde göründü. Ona göre partinin tabii
adayı Genel Başkan Kılıçdaroğlu ve nihai
karar da ona göre olmalıydı. Öztürk
Yılmaz ve Didem Engin’e (şayet
benzer şekilde ortaya çıkacak başka isimler olmazsa)
nazaran Muharrem İnce’nin tavrı ciddiyet
ifade ediyor. Olması gereken de bu.
Aksi hâlde CHP’nin misyonuna ve
hedefine mütenasip şekilde seçim yarışı içine girmesi hayal olur.
Nitekim partinin mevcut savrulmaları
karşısında Başbakan Binali Yıldırım da
şöyle bir göndermede bulundu. “Kemal Beye tavsiyem
elini çabuk tutsun. Sonra sıra kalmayacak…” Elbette
bu bir siyasi espridir ve karşı tarafın sinir sistemi ile oynamaya
matuftur. CHP tabiatıyla dışarıdan gelecek sataşma ve tahriklere
göre değil, kendi siyasi hesaplarına göre hareket edecektir. Ancak
zaman da CHP’yi sıkıştırmaktadır. Bu işi daha fazla sürüncemede
bırakamaz. Bırakırsa başka sıkıntılarla yüz yüze gelebilir.
Besbelli CHP de, birtakım ittifaklara dönük arayış içinde. Netice
alabilir mi, bekleyip göreceğiz. Siyasette değişkenlik her zaman
beklenen durumdur. 2014 yılındaki cumhurbaşkanlığı seçiminde CHP
ile MHP ittifak yapmış ve ortak aday olarak Ekmeleddin
İhsanoğlu’nu göstermişti… Nereden nereye!
MHP, Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı seçim
kararından da önce deklare etti. Aslında bütün bunlar olurken CHP
ve diğer muhalefet partilerinin de harekete geçmesi gerekiyordu.
Oysa onlar her vesileyle erken seçime gidelim diye sözüm ona meydan
okurken, böyle apansız yakalanacaklarını hesaba katmadılar. Her
neyse, önümüzdeki bir hafta-on gün içinde her şey daha belirgin
hâle gelecek. Bana sorarsanız, etraftan gelen bütün telkin ve
baskılara rağmen Kemal Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanlığına
aday olmayacak gibi duruyor… Yine de ihtimal
ihtimaldir. Ama tahminim o ki, sürpriz bir aday peşinde. Galiba
öyle olacak!