CHP yine en iyi
bildiği(!) şeye, olağanüstü kurultaya doğru sürükleniyor sanki…
Muharrem İnce ile Kılıçdaroğlu arasındaki tartışma ve atışmalar
gittikçe derinleşiyor. Bakalım delegeler ne
diyecek?
16 yıllık kesintisiz iktidarını,
24 Haziran seçimleri ve Cumhur İttifakı ile bir kere daha tazeleyip
teyit eden AK Parti, yeni hükûmet sisteminin süratle tanzimi ve
yerleşmesi için hemen kolları sıvayıp işe girişti… Böylesine köklü
bir değişimi hayata geçirmek için fevkalade bir çalışmayı düzen
içinde ve sancısız biçimde yürütebilen iktidar partisi, bu
kabiliyet ve kapasitesi ile mevcut muhalefete karşı daha uzun
müddet sürdürebilir. Zira muhalefet kanadının bu mecrada AK
Parti’ye alternatif olabilecek bir birikim ve enerjisi yok! Var
olan sınırlı enerjisini de her daim içe dönük mücadele ve
çekişmelerde harcıyor. Evet, aynen böyle yapıyor. Şu hâle bakar
mısınız, CHP’de iki hizip; seçimlerde alınan başarısız sonuçları,
bir başarıymış gibi yekdiğerine karşı kullanmaya yelteniyor…
Muharrem İnce, yeni kurultay talebinde
bulunmayacağına dair sözünü bir gün tutabildi ve çevreden gelen
telkinlere dayanamayıp yeni bir maceraya derhal yelken açtı.
“CHP’de değişim rüzgârları esiyor, bu rüzgârların önüne
duvar örmemek lazım... Duvar yerine değirmen kurmak lazım”
diyor. Örgüt bu işi halleder diyor. Velhasıl istemem ama
yan canibime koy demeye getiriyor. Böylece CHP kendi
kulvarında en iyi bildiği ve en çok yaptığı şeyi bir kere daha
denemeye hazırlanıyor. Şayet Kılıçdaroğlu ve ekibinin muhalefetine
rağmen, İnce’nin başını çektiği karşı hizip, kurultay
delegelerinden yeterli sayıda imza toplayabilirse, bilmem kaçıncı
defa aynı filmi izliyor olacağız.
İnsan gerçekten şaşırıyor; CHP’de
sosyal bilimlerle uğraşan parlak unvanlı, bol diplomalı bunca
isimler var. Ve ‘Siyaset Sosyolojisi’ diye de bir
bilim dalı var. Teoriyle kafa yoran bu sosyal bilimciler, CHP’nin
neden hep başarısız kaldığını, temel yanlışı nerede yaptığını,
niçin herkesin kafasına girecek biçimde anlatmıyorlar, en azından
anlatmaya yeltenmiyorlar? Aynı bilim insanları, 24 Haziran’da elde
edilen yüzde 30,6’lık oy oranının hakiki bir başarı olup
olmadığını, İnce’yle tartışmayı düşünmezler mi? Siyasi arayış
yalnızca kurultay zemininde mi olur? Mesela ileriye dönük iktidar
mücadelesinde, yüzde 30’un üzerine kaç puan konulabileceği
hususunu, onun ciddiyetle irdeleyip irdelemediğini sormayı
düşünseler? Yüzde 22,6 ile 30,6 arasındaki farkın nereden
kaynaklandığını, bunun tek başına Muharrem
İnce’nin başarısı mı, yoksa Bülent
Tezcan’ın dile getirdiği üzere, CHP’nin kurumsal başarısı
mı olduğunu, bilimsel verilerle ortaya koymaya teşebbüs etseler?
Fakat ortada böyle bir çaba yok, böyle bir niyet de hissedilmiyor.
Varsa yoksa kurultay!.. Oysa alınan başarısız neticeye rağmen,
CHP’nin ana muhalefet olarak yapabileceği çok şey var.
Ancak öyle görünüyor ki, bu
gidişat devam ettiği takdirde CHP’de artık dikişler atmaya
başlayacak. Genel Başkan Kılıçdaroğlu olmuş veya Muharrem
İnce olmuş, hiç fark etmez. Seçim sonuçlarını bile doğru
dürüst analiz etmeden, başarısızlık ortamından istifade parti
içi iktidar mücadelesine soyunanlar, kazara kurultay yapmayı
başarsa bile bununla bir yere varamaz. Bugüne kadarki kurultaylarla
hangi mesele halledilebilmiş! CHP’de herkesin öncelikle bu
soruyu kendisine ve çevresine sorması gerekir. Yeni yönetim
sistemiyle birlikte, CHP bizleri şaşırtarak yeni, gerçekçi, yapıcı
ve etkili bir muhalefet formülü ortaya koyabilse, bundan memleket
yarar görür. Daha önce de bu köşede belirttiğimiz üzere, Türkiye’de
“güçsüz muhalefet” problemi var. Güçsüz kaldığı
için muhalefet iktidara karşı denetim fonksiyonunu ifa edemiyor ve
dolayısıyla dengeyi de sağlayamıyor. Hele bu gidişle sağlaması hiç
mümkün değil. Çünkü CHP, içine düştüğü bu durumda, ülkenin aktüel
gündeminden büsbütün uzaklaşmış bulunuyor. Oysa Cumhurbaşkanlığı
Hükûmet Sisteminin bu safhasında, CHP’nin bütün dikkati AK Parti
cenahı üzerinde olmalıydı değil mi?
Kemal Kılıçdaroğlu ve ekibi,
statükoyu koruyabilmek için daha sıkı kenetlenecek. Muharrem
İnce’yi ha bire genel başkanlık yarışı için zorlayanlar, eğer başka
hesaplar içinde değillerse, bu yöntemin yanlış olduğunun bir an
evvel farkına varmak durumunda. Aksi çözülmeler önlenemez hâle
gelir. Bu durumda CHP hiç beklemediği şekilde mevcut güç ve
kapasiteyi de kaybeder. AK Parti’de yapılan durum muhakemesini
dikkatle izlemek bile nedense CHP’lilerin aklına gelmiyor! Doğrusu
çok tuhaf bir durum… Daha dün Cumhurbaşkanı Erdoğan İl Başkanları
Toplantısında dikkat çekti. AK Parti’nin 24 Haziran’da aldığı
sonuçların anlamını iyi değerlendirme noktasında atılacak adımlar…
Kabinenin teşkilinde, büyük kongredeki teşkilat yenilenmesinde ve
nihayet yaklaşan mahalli seçimlerde, milletin sandıkta verdiği
mesajın anlaşıldığını gösteren yaklaşımlar… Erdoğan ve AK Parti
bugüne kadar her seferinde bu alandaki mesajlara çok dikkat etti ve
gereğini yaptı. O yüzden her seferinde başarılı oldu.
Anlaşılmayacak bir durum var mı?!.