Bütün canlılar için hayat kaynağı olan ve alternatifi de
bulunmayan tatlı su kaynaklarının korunması ve geliştirilmesi
hususunda, bütün dünya ülkelerinin halletmesi gereken ciddi
meseleler var…
İnsan, hayvan ve bitkiler için yegâne hayat kaynağı olan su,
günümüzde ve gelecekte ihtiyaçları hangi ölçüde karşılayabilir
durumda? Dünya nüfusunun yaklaşık üçte biri (2 milyar 400 milyon)
yeterince temiz (hijyen) su kaynaklarından mahrum durumda. En az
bir milyar insan da yeterli miktarda su bulamıyor. Burada hijyenik
şartların ötesinde, miktar olarak karşı karşıya kalınan su
kıtlığından bahsediyoruz… Yeryüzünde temiz su tüketimini arttıran
üç temel sebep var. Birincisi, dünya nüfusundaki hızlı artış…
İkincisi küresel ölçekte artan şehirleşme. Üçüncüsü de sanayileşme.
Tarım ülkelerinde, tatlı su tüketim miktarının ortalama üçte ikisi,
içme; kullanma ve sulama, üçte biri de sanayiye giderken, gelişmiş
(sanayileşmiş) ülkelerde bu miktar tersi şeklinde. Yani üçte ikisi
sanayide kullanılıyor… Sanayileşme ile birlikte artan hava ve su
kirliliği de, tatlı su kaynaklarının korunması ve yenilenmesini
ayrıca tehdit eden çok büyük bir problem… Bu sebepledir ki,
meseleye küresel ölçekte çözüm bulmak için, Birleşmiş Milletler
Genel Kurulu, 1970’li yıllardan beri daha aktif biçimde konuyla
ilgileniyor. BM Genel Kurulu, 1993 yılında 22 Mart’ı “Dünya Su
Günü” olarak ilan etti. Bu vesileyle her yıl, su kaynaklarının
korunması ve sürdürülebilir şekilde yönetilmesinin sağlanması
konusunda, çeşitli temalarla etkinlikler yapılır. 2017 yılı için bu
tema “Su ve atık su” olarak belirlendi.