Suriyeli mülteciler için
bugüne kadar kaç kuruş masraf yaptın ey Arap Ligi?.. Ve dahi
Suriye’yi bölmek için, Amerika’nın PKK/PYD terör örgütüne verdiği
korkunç silahların parasını kim ödüyor, hiç dikkatinizi çekti mi?
Vah Arap Ligi vah!..
“ARAP BAHARI” diye, kendisine
zehirli tasta sunulan bal şerbetini içme gafletine düşen Arap
âlemi, âdeta toplu intihar felaketini yaşıyor!.. Ve şayet bir an
evvel aklını başına devşirip kurtuluş yoluna giremezse, bir daha
başını kaldıramayacak derecede perişan olacak. Bundan kaçma şansı
yok ne yazık ki. 2011 yılında El Kaide ve benzeri terör örgütleri
ve onların türevleri vasıtasıyla Suriye halkını sokaklara dökerek
bilahare yüzüstü bırakan Suudi Arabistan ve Birleşik Arap
Emîrlikleri (BAE), aynı mantıkla Yemen’i kan –revan içinde bıraktı.
Ama buraya fiilen askerî müdahalede bulundukları için de beraberce
batağa saplandılar… Yemen tam bir kaos içine sürüklenip on binlerce
insan açlıktan ölürken, diğer taraftan İran, Husiler (Zeydi
Fırkası’na mensup ve Yemen nüfusunun yüzde 30’unu teşkil ediyorlar)
vasıtasıyla bu ülke üzerinden Suudi Arabistan’a çok ciddi ataklar
yapıyor. S. Arabistan ve BAE, 2015 yılından beri on milyarlarca
dolar harcadığı hâlde istedikleri neticeyi alamadılar. Ama benzer
maceralara girişmekten de geri durmuyorlar. Mesela aralarına
Mısır’ı da katarak, Fransa, ABD ve diğer Batılı devletlerin işini
gayet kolaylaştıracak biçimde; ülkeyi bölmek için çalışan dış
güçlerin paralı askerlerine (Halife Hafter ve diğerleri…) destek
veriyorlar. Libya bu yüzden kan revan içinde ve ülkede kaç tane
otoritenin mevcut olduğu bile belli değil. BAE’nin gayet faal ve
etkili olduğu Somali ve Sudan’daki durumlar da ayrı bir felaket…
Bahreyn, S. Arabistan’ın desteğiyle halkı baskı altında tutuyor.
Ama diken üstünde… Nüfusun yüzde 71’i Şii ve İran burada da çok
etkili… Dolayısıyla her an sosyal bir patlama yaşanabilir!
İşte bu tablo karşısında insan,
apar topar Türkiye aleyhine karar alan ya da almaya çalışan Arap
Ligi’ne şunu sormadan edemiyor; Ey Arap Ligi!.. Sen kimin davulunu
çalıyorsun? “ARAP DÜNYASINI YENİDEN DİZAYN ETMEK İÇİN…” 2000’li
yılların başından beri gündeme sokulan BÜYÜK ORTA DOĞU
PROJESİNİ hiç mi duymadın?! Bu ne gaflet, bu ne hıyanet? Bu ne
teslimiyet ve bu ne zillet? W. Bush’un Ulusal Güvenlik Danışmanı
Condoolezza Rice’ın Washington Post gazetesine yazdığı ve “22 TANE
ARAP DEVLETİNİ YENİDEN DİZAYN EDECEĞİZ…” diye açık açık söylediği
makaleyi sizlerden birisi olsun, hiç okuyan olmadı mı? “Suriye
meselesinin, Kuzey Afrika ve Orta Doğu bölgesini yeniden dizayn
edilmesini amaçlayan bu projenin ürünü olduğunu” hiç mi
görmüyorsunuz, hiç mi anlamıyorsunuz? Beyinleriniz dumura mı
uğradı? Bu gafletten kurtulmaya hiç niyetiniz yok mu? Cumhurbaşkanı
Erdoğan’ın dile getirdiği üzere; “Ey Arap Ligi, acaba siz ne kadar
Suriyeliyi kabul ettiniz? Siz Suriye’yi Arap Ligi’nden çıkardınız.
Şimdi de Türkiye’ye hakaret etmek için Suriye’yi geri almak gibi
bir projeyi hayata sokmaya çalışıyorsunuz…” Ve bir soru daha;
Amerika’nın talebiyle siz PKK/PYD terör örgütünün yüz milyonlarca
dolarlık silah parasını kuzu kuzu ödüyorsunuz. Peki, Suriyeli
mültecilere bir kuruş desteğiniz var mı?
Ey Arap Ligi, pek hayran
olduğunuz şu Batılı emperyalist güçlerin boynunuza astığı davulu
çalmaya devam ediniz bakalım… Daha dün Cezayir’de, sizden en az bir
milyon kişiyi hunharca, vahşice öldüren, o kardeşlerinizin haysiyet
ve şerefini ayakları altına alan Fransa, bugün de Libya’nın
parçalanması için öncülük ediyor. Siz hiç mi bu felaketi
görmüyorsunuz? Görmek şöyle dursun, sizden birileri Fransa’nın;
Amerika’nın ve diğer Batılıların işini iyice kolaylaştırmak için
ahmakça çırpınıyor!.. Bu ne hâl, bu ne ahval, bu ne kepazelik? Siz
dört yüz yıl boyunca Türklerden barış ve kardeşlik dışında ne
gördünüz? Ne gördünüz de, bugün Suriye’nin toprak bütünlüğünü
korumak ve orada ikinci bir İsrail devleti kurma projesini
engellemek için çalışan Türkiye’ye karşı, hiç tereddüt etmeden
düşman safında yer alıyorsunuz? Gerçekten siz aklınızı peynir
ekmekle mi yediniz? Ey Arap Ligi, bilesin ki, bu gittiğin yol, yol
değil. Yüz yıldır ensende boza pişiren Batı’ya hâlâ daha dost ve
kurtarıcı diye sarılıyorsan, eh sen bilirsin… Bir Türk atasözü
şöyle der; KENDİ DÜŞEN AĞLAMAZ. Madem siz kendi kuyunuzu kazmakta
heveslisiniz… O zaman neticesine de katlanırsınız. Siz bu davulu
çalmaya devam ediniz. Bakalım o zaman petrol gelirlerinizdeki
payınız daha ne kadar azalır!..