Bugün Suudi Arabistan’daki “Naif” darbeyi ele alacaktım. Ama
dumanı tüten gıda zehirlenmeleri daha baskın çıktı. Bizde hep böyle
mi olur bu işler? “Dingil kırıldıktan sonra yol gösteren çok
olur…”
Ramazan Bayramı geliyor. Bugün yarın muhtelif beldelerde, belediye
zabıtalarının kamera eşliğinde tatlıcıları– şekerlemecileri alay-ı
vâla ile denetlemeye çalışması, eminim hiçbirimiz için sürpriz
olmaz… Zira geçmiş yıllarda da benzeri durumları yaşayageldik. Peki
gıda sağlığı ve hijyen denetimi, ille de belli günlere mi
mahsustur? İnsanoğlu için gıda sağlığı ve temizlik her gün, her
saat ve her dakika gerekli ve elzem olan bir şey değil midir?
Aylarca, belki yıllarca devekuşu misali, sağlığımızı tehdit eden
vahim durumları görmemek için kafasını kuma gömen sorumluların;
bazen ısmarlama habere malzeme olmak, bazen de PR ihtiyacına binaen
şov yapmaları, ciddiyetsizliğin daniskasıdır! Ama ne yazık ki,
bayram gibi önemli günlerde insanın içini kaldıran, iştihasını
kaçıran manzaraları, güya denetim ve kontrol hesabına gözümüze
sokarcasına sergilerler. Oysa aynı perişan manzaralar, her gün ama
her gün o sorumluların şüphesiz bilgileri tahtında var olmaya devam
eder!.. Bu bazen baklava – börek dükkânı, bazen şekerleme atölyesi,
bazen lokantaların mutfağındaki laubalilik, sorumsuzluk, cahillik
ve pasaklılığın yansımasıdır. Netice olarak, insan sağlığını hiçe
sayan ilkel davranış biçiminin özetidir.