Halep’te, kuşatma altındaki silahsız ve savunmasız insanları
katliamdan kurtarmak için yapılan tahliye çalışmalarına en büyük
engeli İran koyuyor… Sebebi, Suriye üzerindeki hedefleridir!
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Adil Cübeyr, ABD Dışişleri Bakanı
John Kerry ile Riyad’da yaptığı ortak basın toplantısında şunları
söyledi: “Dünya ülkelerinden, İran’ın olumsuz müdahaleleri, teröre
destek vermesi, mezhep temelli fitne ateşini yakması ve Hürmüz
Boğazı'ndaki deniz ulaşımı üzerinde oluşturduğu tehlikeye karşı
güçlü tedbirler almasını talep ediyoruz…” Uluslararası mahiyetteki
bu çağrıda, tek bir cümlede yer alan o kadar çok suçlayıcı ifade ve
hüküm var ki, her biri başlı başına bir büyük problem. Suudi
Arabistan ile İran arasında, özellikle son birkaç yıl içinde;
karşılıklı olarak dozajı yükselen itham ve suçlamalar, âdeta
doğrudan bir çatışmanın fitilini tutuşturacak seviyeye gelmiş
bulunuyor. Şüphesiz, Adil Cübeyr’in İran’a dönük sözlerini çok
dikkatli şekilde incelemek gerekiyor. Mesela; “Teröre destek
vermesi ve mezhep temelli fitne ateşini yakması” suçlaması, sadece
Suriye için dile getirilmiyor. İran’ın özellikle Yemen’de, Husiler
üzerinden Suudi Arabistan’a yönelik olarak kurguladığı ve
desteklediği saldırılar, bu ülkenin ulusal güvenliği bakımından çok
büyük tehdit oluşturuyor… Nitekim İran Devrim Muhafızlar Komutanı
olan General Ali Caferi, Halep’in düşmesinden sonra, sıranın Yemen
ve Bahreyn’e geleceğini söyledi.