Donald Trump freni
patlamış kamyon misali… Tehdit etmediği, parmak sallamadığı,
ambargo uygulamadığı kimse kalmadı! İran Dışişleri Bakanı Cevad
Zarif, bu sebeple onu İskender ve Cengiz Han’a
benzetiyor…
Evet, Donald Trump hangisi
acaba? İskender mi, Cengiz mi, Karun
mu? Kendisi ABD Başkanı olmadan önce, birkaç defa
iflasla yüz yüze gelmiş, vergi kaçırmakla suçlanmış, ama her
seferinde ayakta kalabilmeyi başarmış ve sonuç
itibarıyla “Karun gibi zengin” bir iş
adamıydı. Şimdi ise dünyanın en güçlü devletinin başında ve fakat
uyguladığı politikalarla, küresel bir felakete sürüklemek gibi
süreci yönetiyor… Fox News adlı televizyondaki bir röportajda,
Venezuela bağlamında nereleri işgal etmek istersiniz, diye
sorulmuş. Cevap şöyle: "İşgal istiyorum, eğer mecbur
kalırsam, ekonomik olarak…” Çoktan beri tehdit ettiği
İran’a karşı Twitter’da yeni bir salvo yapmış. “Eğer
İran savaşmak istiyorsa, bu İran’ın resmen sonu olur. Bir daha
ABD’yi asla tehdit etme” demiş. İran Hariciye Bakanı
Cevad Zarif de, ona cevap verirken şunları
söylüyor: “Trump, ‘B takımının’ kışkırtmalarıyla
İskender, Cengiz Han ve diğerlerinin başaramadığını elde etmeyi
umuyor. Tüm işgalciler giderken İran bin yıldır
ayakta.” Zarif, ‘B
takımı’ olarak Trump’ın Ulusal Güvenlik
Danışmanı John Bolton, İsrail Başbakanı Netanyahu, S. Arabistan
Veliaht Prensi M. Bin Selman ve Birleşik
Arap Emirlikleri Veliaht Prensi M. Bin Zayed’i sayıyor.
İranlı bakan, cevap Tweet’inin sonuna şunu ilave
etmiş: “Hiçbir zaman bir İranlıyı tehdit etme. Saygı
göstermeyi dene, işe yarar…” Böyle nasihatte de
bulunmuş! Trump’ın bu son tehdit Tweet’i, Irak’ta güvenli alan
olarak kabul edilen “Yeşil Bölge"ye, ABD
elçiliğinin bulunduğu yere yakın bir Katyuşa roketinin düşmesinden
sonra geldi. Demektir ki, ABD bu saldırının, daha doğrusu
teşebbüsün arkasında İran’ın olduğunu düşünüyor. Zaten bir müddet
önce de bunun altyapısını hazırlamıştı. Bağdat ve Erbil’de çalışan
personelinin bir kısmını tahliye etmişti.
Demek ki, İran’ı daha da köşeye
sıkıştırmak ve icabında askerî olarak fiilen hedef almak için, bu
ülkenin haberi olsun veya olmasın, mesela Irak’ın herhangi bir
yerinde, Bağdat veya Erbil’de bir terörist saldırı olursa,
sorumlunun kim olacağı belli! Venezuela’yı işgal etmek istiyor ya
(Tercihan ekonomik olarak), şu hâlde Maduro’nun bir şey yapmasına
gerek yok. Suç olarak, onun seçime dahi girmemiş ABD piyonu Juan
Guaido’ya koltuğunu teslim etmemesi, yeteri kadar suç teşkil ediyor
da artıyor bile… Şimdi tekrar soralım, Trump hangisi? İşgal ettiği
ülkeleri tarumar
eden İskender veya Cengiz
Han mı, yoksa hazineleriyle birlikte yerin dibine
geçirilen Karun mu? Bu kişi işbaşına
geldikten sonra, herkesin yaka silktiği bu politikalarıyla,
Amerika’yı daha zengin ve güçlü yaptığını savunuyor. Görünürde
Trump ABD’yi, dünyaya liderlik yapmayı bırakıp daha çok içine
kapanmaya sürüklüyor. Lakin beri tarafta dünyanın her köşesinde
istikrarsızlık, kaos ve neticede sıcak çatışmalara yol açacak
hamleler yapıyor. Ona göre Amerika’nın menfaatlerini korumak için,
dünyanın huzurunu fena hâlde kaçırıyor. Bu politikalardan en fazla
yararlananlar ise, İran Hariciye Bakanı'nın “B
takımı” dediği, yukarıda isimlerini verdiğimiz
kişiler. Kendi ülkelerine yarar mı, zarar mı, getireceği henüz tam
belli olmayan bu tipler, pozisyondan fazlasıyla istifade ediyor.
Bakalım nereye kadar gidecek? Trump’ın ipiyle kuyuya inenler
çıkabilecek mi bakalım...
Görünen o ki, freni patlamış
kamyon misali ilerleyen ABD Başkanı, pek çok hasar verdikten sonra
nihayet bir kayaya toslayıp duracak. Aksi durum eşyanın tabiatına
aykırı… Dünya devletleri, Trump ABD’sinin orman kanunlarıyla
küresel ekonomik düzeni berhava etmesine herhâlde sonuna kadar
sessiz kalmayacaktır.
Google şirketi, Trump’ın
yasaklarına uymak için, Çin’in telekomünikasyon devi Huawei’ye;
android işletim sisteminin yeni versiyonlarını vermeyeceğini ilan
etti, peşinden ilave açıklama yaparak, yapılmış olan sözleşmeleri
yerine getirmeye devam edeceğini duyurdu. Huawei de kendi eko
sistemini inşa edeceğini açıkladı. Bugüne kadar pek çok şeyi son
derece hızlı biçimde hayata geçirmeyi başaran ve bazı alanlarda
ABD’yi sollayan veya sollamak üzere olan Çin’in, Trump ABD’sinin
agresif politikaları karşısında pes etmeyeceği
katidir.
ABD her ülkeye askerî
veya ekonomik savaş ilan edemez. Etmeye kalksa kendi felaketi
olur. Daha şimdiden pek çok Amerikan firması, bu
gidişin kötüye olduğunu söyleyerek, Trump ve ekibini frenlemeye
çalışıyor. Henüz sesini duyurabilmiş değiller. Belki
de İskender, Cengiz
Han ve Karun’un hayat
hikâyelerini yeniden okumalı ve Trump’a da
okutmalılar!..
Evet, Donald Trump hangisi
acaba? İskender mi, Cengiz mi, Karun
mu? Kendisi ABD Başkanı olmadan önce, birkaç defa
iflasla yüz yüze gelmiş, vergi kaçırmakla suçlanmış, ama her
seferinde ayakta kalabilmeyi başarmış ve sonuç
itibarıyla “Karun gibi zengin” bir iş
adamıydı. Şimdi ise dünyanın en güçlü devletinin başında ve fakat
uyguladığı politikalarla, küresel bir felakete sürüklemek gibi
süreci yönetiyor… Fox News adlı televizyondaki bir röportajda,
Venezuela bağlamında nereleri işgal etmek istersiniz, diye
sorulmuş. Cevap şöyle: "İşgal istiyorum, eğer mecbur
kalırsam, ekonomik olarak…” Çoktan beri tehdit ettiği
İran’a karşı Twitter’da yeni bir salvo yapmış. “Eğer
İran savaşmak istiyorsa, bu İran’ın resmen sonu olur. Bir daha
ABD’yi asla tehdit etme” demiş. İran Hariciye Bakanı
Cevad Zarif de, ona cevap verirken şunları
söylüyor: “Trump, ‘B takımının’ kışkırtmalarıyla
İskender, Cengiz Han ve diğerlerinin başaramadığını elde etmeyi
umuyor. Tüm işgalciler giderken İran bin yıldır
ayakta.” Zarif, ‘B
takımı’ olarak Trump’ın Ulusal Güvenlik
Danışmanı John Bolton, İsrail Başbakanı Netanyahu, S. Arabistan
Veliaht Prensi M. Bin Selman ve Birleşik
Arap Emirlikleri Veliaht Prensi M. Bin Zayed’i sayıyor.
İranlı bakan, cevap Tweet’inin sonuna şunu ilave
etmiş: “Hiçbir zaman bir İranlıyı tehdit etme. Saygı
göstermeyi dene, işe yarar…” Böyle nasihatte de
bulunmuş! Trump’ın bu son tehdit Tweet’i, Irak’ta güvenli alan
olarak kabul edilen “Yeşil Bölge"ye, ABD
elçiliğinin bulunduğu yere yakın bir Katyuşa roketinin düşmesinden
sonra geldi. Demektir ki, ABD bu saldırının, daha doğrusu
teşebbüsün arkasında İran’ın olduğunu düşünüyor. Zaten bir müddet
önce de bunun altyapısını hazırlamıştı. Bağdat ve Erbil’de çalışan
personelinin bir kısmını tahliye etmişti.
Demek ki, İran’ı daha da köşeye
sıkıştırmak ve icabında askerî olarak fiilen hedef almak için, bu
ülkenin haberi olsun veya olmasın, mesela Irak’ın herhangi bir
yerinde, Bağdat veya Erbil’de bir terörist saldırı olursa,
sorumlunun kim olacağı belli! Venezuela’yı işgal etmek istiyor ya
(Tercihan ekonomik olarak), şu hâlde Maduro’nun bir şey yapmasına
gerek yok. Suç olarak, onun seçime dahi girmemiş ABD piyonu Juan
Guaido’ya koltuğunu teslim etmemesi, yeteri kadar suç teşkil ediyor
da artıyor bile… Şimdi tekrar soralım, Trump hangisi? İşgal ettiği
ülkeleri tarumar
eden İskender veya Cengiz
Han mı, yoksa hazineleriyle birlikte yerin dibine
geçirilen Karun mu? Bu kişi işbaşına
geldikten sonra, herkesin yaka silktiği bu politikalarıyla,
Amerika’yı daha zengin ve güçlü yaptığını savunuyor. Görünürde
Trump ABD’yi, dünyaya liderlik yapmayı bırakıp daha çok içine
kapanmaya sürüklüyor. Lakin beri tarafta dünyanın her köşesinde
istikrarsızlık, kaos ve neticede sıcak çatışmalara yol açacak
hamleler yapıyor. Ona göre Amerika’nın menfaatlerini korumak için,
dünyanın huzurunu fena hâlde kaçırıyor. Bu politikalardan en fazla
yararlananlar ise, İran Hariciye Bakanı'nın “B
takımı” dediği, yukarıda isimlerini verdiğimiz
kişiler. Kendi ülkelerine yarar mı, zarar mı, getireceği henüz tam
belli olmayan bu tipler, pozisyondan fazlasıyla istifade ediyor.
Bakalım nereye kadar gidecek? Trump’ın ipiyle kuyuya inenler
çıkabilecek mi bakalım...