Ramazan ayı geldi, ama ne
hazindir ki, İslam âlemi bu mübarek iklimi gerçekten idrak edip,
hakkıyla ibadet etmek ve manevi hazzını yaşamak imkânından mahrum…
Zira her taraf kan revan içinde!.. 2011 yılından beri Suriye gibi,
ateş ve barut çemberinde kavrulan Libya’da yalnızca hafta sonu
cereyan eden çatışmalarda en az iki yüz kişi hayatını kaybetti.
Aynı durumdaki Yemen’de kaç kişinin öldüğünü bilen var mı? Daha da
ötesi Yemen’de bugüne kadar kaç yüz bin çocuğun açlık ve
hastalıktan öldüğünü bilen var mı? Peki, dünyanın Yemen’de olup
bitenlerle ilgili bir kaygısı, tasası var mı? Peki ya Filistin?
Yetmiş yıldan beri İsrail zulmü altında inleyen Filistinliler, son
kırk sekiz saatte, aralarında bebekler, çocuklar ve hamile
kadınların da olduğu en az 25 şehit verdi. 150’den fazla da yaralı
var. Fakat İsrailli aşırı sağcı vekil Smotrich, bu katliamı az
buluyor. “En az 700 Filistinli öldürülmeliydi…” diyor. Gazze şeridi
zaten yıllardan beri açık hava hapishanesi durumunda ve çoğu
yerleri enkaz yığınına dönüşmüş. Ama Yahudilerin kini bir türlü
bitmiyor. İsrailli bakan Gazze’yi tekrar işgal etmeliyiz diyor. Bu
barbarlığa karşı dünya ne diyor peki? Hiç! İsrail’in kendini
savunma hakkından dem vuruyor. ABD ve AB yetkilileri bu konuda
papağandan farksız… AB Komiseri Mogherini, Filistinlilere uslu
durun çağrısı yapıyor. Ama daha da ötesi, Trump Filistinlileri
açıkça ve küstahça tehdit ediyor. “İsrail’e karşı gelmeniz size
sefaletten başka bir şey getirmez” diyor.