Kuzey Irak meselesi, sadece Irak’ın kuzeyini veya tamamını
değil; sadece Orta Doğu bölgesini değil, dünyanın çok büyük bir
kısmını ilgilendiriyor. Ve bu problemin kısa vadede çözümü de
imkânsız!
Gazete ve televizyonlardaki haberlere bakarak konuya uzak bazı
kişiler, Kuzey Irak’a dair çok hızlı ve sonuca hemen gidecek
gelişmelerin peş peşe oluşması beklentisine girebilir… Hayır, öyle
olmayacak! Zira dış meseleler, hele hele ikiden fazla devleti
ilgilendiren uluslararası konular, her zaman uzun solukludur.
Bazısı on yıllarca, hatta yüzyıllarca sürebilir. Nitekim Kürt
meselesi de böyledir… Fakat burada söz konusu olan sadece Kürt
meselesi değil, bu problem, Irak’ın ve Orta Doğu bölgesinin
sınırlarının çok daha ötesine uzanan unsurlar ihtiva ediyor. Şunu
net olarak anlayalım artık; Dünya siyaset dengeleri köklü biçimde
değişiyor… 1991’de Sovyetler Birliğinin dağılmasıyla birlikte
başlayan bu süreç, onar yıllık aralıklarla farklı mecra ve
boyutlara taşınarak devam ediyor. Taşlar yerine oturuncaya kadar bu
çalkantılar sürecek, belki bazı zamanlarda daha büyük sarsıntılar
da yaşanacak… Bakınız 1991’de, Sovyetler Birliği dağıldı ve soğuk
savaş bitti. Bitti de ne oldu? Kimilerine göre ABD’nin öncülüğünde
tek kutuplu bir dünya, kimilerine göre ise kaos dönemi başladı.
“Amerikan Yüzyılı” olarak kurgulanan ve “Yeni Dünya Düzeni” diye
lanse edilen bu dönem, 11 Eylül 2001 saldırılarıyla bambaşka bir
kulvara girdi… Daha ne olup bittiği tam anlaşılmadan (Şüphesiz bu
arada hızla Büyük Orta Doğu Projesi-‘BOP’ gibi dizaynlara girişen
ABD’nin maksadını kavrayanlar hariç!), 2012’de Arap Baharı ya da
sonbaharı uç verdi…