Başta İstanbul olmak
üzere, sonuçlara itiraz olunan yerlerde belirsizlik hüküm sürüyor.
Birkaç gün içinde durum netleşir. Bu süreçte herkesin sükûnet
içinde prosedürün tamamlanmasını beklemesi
gerekiyor…
Mahallî seçimlerin toz dumanı
henüz dinmediği için, sağlıklı değerlendirme yapmak mümkün olmuyor.
Öncelikle YSK tarafından açıklanacak kesinleşmiş resmî sonuçları
beklemek gerekiyor. Başta İstanbul olmak üzere, birçok seçim
çevresinde itiraz süreci devam ediyor. Yalnız bu sürecin mahiyetini
tam olarak anlayamayanlar veya kasıtlı biçimde saptırmaya
çalışanlar, özellikle sosyal medya üzerinden fena hâlde ortalığı
karıştırıyorlar… Aslı astarı olmayan hikâyelerle (bazı sandık
görevlilerinin tevkif edildiğine dair söylentiler vs.) insanları
tahrik ediyorlar. Kısacası, troller toplumun huzurunu çok ciddi
biçimde tehdit ediyor. Bunlara karşı nasıl tedbir alınır, ne kadar
alınabilir doğrusu emin olamıyoruz. Bu durumda YSK ve alt
birimlerinin zamanında yapacağı açıklamaların yanında, siyasi
partilerin ortaya koyacağı tavır büyük önem arz ediyor. Şu ana
kadar parti yönetimlerinin genel olarak iyi bir sınav verdiğini
söyleyebiliriz. Bundan sonrası için de, daha dikkatli ve hassas bir
tutumla meselenin yönetilmesi, toplumun barış ve huzuru için şart…
Seçim sonuçlarının tezahür ettiği yer sandıktır. Başka da bir adres
yoktur. Dolayısıyla bu itiraz sürecinde, adayların ve partilerin
karşılıklı atışmasının, doğrudan sonucu etkileyecek gücü yoktur.
Bunun altını kalın bir çizgi ile çizelim. Birkaç gün veya bir iki
hafta sabrederek nihai durumu hep beraber görebiliriz. Başarılı
geçmiş olduğu bütün taraflarca ifade edilen seçimlerin üzerine
herhangi bir şekilde gölge düşmesine izin verilmemeli.
Siyasi partilerin seçim
sonuçlarını değerlendirme konusuna gelirsek… Bu değerlendirmeler
kaçınılmaz olarak her seferinde yapılıyor. Önemli olan bunun usulen
değil, hakikaten yapılmasıdır. Başarı veya başarısızlığın gerçekten
irdelenmesidir. Aksi hâlde, mevcut yönetimleri aklamaya dönük veya
alınan olumsuz sonuçların hesabını sormayı erteleyip, bir sonraki
seçimlere kadar zaman kazanmak gibi bir göz boyamadan ibaret kalır!
Bu şekilde kendi tabanlarını oyalayan partilerin kalıcı başarıyı
yakalaması mümkün değildir. AK Parti bugüne kadar genel ve yerel
seçimlerin değerlendirmesini en ciddi biçimde yapan parti oldu.
Bundan dolayıdır ki, on beşinci seçimde (referandumlar dâhil) de
yarışı açık ara önde bitirdi. On yedi senelik iktidar yorgunluğu ve
tabii yıpranmasına rağmen… 25 yıllık yerel yönetim sınavında, çok
ciddi meydan okuma ve baskılara maruz kalmasına rağmen bu başarıyı
yakalayabildi. İstanbul’u şimdilik hariç tutarak ifade edelim ki,
AK Parti’nin son seçimlerde aldığı genel oy oranı (%44,33), 2014’te
aldığı oranın (43,16) üzerindedir. Ancak önemli büyükşehirlerde,
meclis çoğunluğunu almakla beraber belediye başkanlıklarını
kaybetmiş olması elbette başlı başına değerlendirilmesi gereken bir
husustur. AK Parti geleneği ve Recep Tayyip Erdoğan’ın yönetim ve
siyaset anlayışını dikkate aldığımızda, bunun muhakkak yapılacağını
söyleyebiliriz. Geçmişte de benzer refleksleri müşahede ettik.
Mevcut durum için de, daha ilk günden sinyallerin geldiğini
belirtelim…
CHP ne yapacak? Bundan evvelki
seçimlerde bir türlü istediğini bulamayan CHP, 31 Mart’ta Ankara,
Antalya, Adana ve Mersin gibi önemli büyükşehirleri kazandı. Bunun
dışında Kırşehir ve Bolu gibi bazı illeri de kazandı. Ancak bu
sonuçları, İYİ Parti ile yaptığı açık ittifak ve HDP ile girdiği
örtülü iş birliği sayesinde elde ettiğini de hatırlatalım. CHP 2014
yerel seçimlerinde %26,61 oy almıştı. Bu seçimlerdeki oyu %30,12.
Burada HDP’den CHP’ye önemli oy akışı olduğunu dikkatlerden
kaçırmamak lazım. İstanbul, Ankara ve İzmir’de önemli oy miktarına
sahip olan HDP, daha önceden ilan ettiği üzere, aday göstermeyip,
Cumhur İttifakı’na karşı Millet İttifakı’nı net olarak destekledi…
Alınan sonuçlar sayesinde, CHP’de hemen başlaması beklenen bir
parti içi iktidar kavgası epey ötelenebilir. Ama bu Kemal
Kılıçdaroğlu ve ekibinin uzun vadede çok rahat olacağı anlamına da
gelmiyor. Şüphesiz HDP de, %8’lerden %4,24’e inen oy durumunun
muhasebesini yapacaktır. Bunun yanında Güneydoğu’da Ağrı, Şırnak ve
Bitlis’i kaybetmiş olmanın da sebeplerini sorgulayacaktır. Belki de
bunu ciddi biçimde yaptığı takdirde, gelecekte meşru siyaset
zemininde daha avantajlı bir ortam
yakalayabilecektir!..
MHP Cumhur İttifakı’nı baştan
beri destekleyerek, sonuç itibarıyla da olumlu sonuçlar elde etti.
Fakat Adana ve Mersin gibi büyükşehirleri kaybetti. Diğer taraftan
İYİ Parti’ye giden MHP oylarına da dikkat çekmek gerekiyor. 2014’te
%17,68 olan MHP oyları, son seçimlerde 7,31 seviyesinde
gerçekleşti. İYİ Parti hiçbir ilde seçim kazanamadığı hâlde, oy
oranı %7,45 seviyesinde gerçekleşti. Bu da çok enteresan bir
durum.
Mahallî seçimlerin toz dumanı
henüz dinmediği için, sağlıklı değerlendirme yapmak mümkün olmuyor.
Öncelikle YSK tarafından açıklanacak kesinleşmiş resmî sonuçları
beklemek gerekiyor. Başta İstanbul olmak üzere, birçok seçim
çevresinde itiraz süreci devam ediyor. Yalnız bu sürecin mahiyetini
tam olarak anlayamayanlar veya kasıtlı biçimde saptırmaya
çalışanlar, özellikle sosyal medya üzerinden fena hâlde ortalığı
karıştırıyorlar… Aslı astarı olmayan hikâyelerle (bazı sandık
görevlilerinin tevkif edildiğine dair söylentiler vs.) insanları
tahrik ediyorlar. Kısacası, troller toplumun huzurunu çok ciddi
biçimde tehdit ediyor. Bunlara karşı nasıl tedbir alınır, ne kadar
alınabilir doğrusu emin olamıyoruz. Bu durumda YSK ve alt
birimlerinin zamanında yapacağı açıklamaların yanında, siyasi
partilerin ortaya koyacağı tavır büyük önem arz ediyor. Şu ana
kadar parti yönetimlerinin genel olarak iyi bir sınav verdiğini
söyleyebiliriz. Bundan sonrası için de, daha dikkatli ve hassas bir
tutumla meselenin yönetilmesi, toplumun barış ve huzuru için şart…
Seçim sonuçlarının tezahür ettiği yer sandıktır. Başka da bir adres
yoktur. Dolayısıyla bu itiraz sürecinde, adayların ve partilerin
karşılıklı atışmasının, doğrudan sonucu etkileyecek gücü yoktur.
Bunun altını kalın bir çizgi ile çizelim. Birkaç gün veya bir iki
hafta sabrederek nihai durumu hep beraber görebiliriz. Başarılı
geçmiş olduğu bütün taraflarca ifade edilen seçimlerin üzerine
herhangi bir şekilde gölge düşmesine izin verilmemeli.
Siyasi partilerin seçim
sonuçlarını değerlendirme konusuna gelirsek… Bu değerlendirmeler
kaçınılmaz olarak her seferinde yapılıyor. Önemli olan bunun usulen
değil, hakikaten yapılmasıdır. Başarı veya başarısızlığın gerçekten
irdelenmesidir. Aksi hâlde, mevcut yönetimleri aklamaya dönük veya
alınan olumsuz sonuçların hesabını sormayı erteleyip, bir sonraki
seçimlere kadar zaman kazanmak gibi bir göz boyamadan ibaret kalır!
Bu şekilde kendi tabanlarını oyalayan partilerin kalıcı başarıyı
yakalaması mümkün değildir. AK Parti bugüne kadar genel ve yerel
seçimlerin değerlendirmesini en ciddi biçimde yapan parti oldu.
Bundan dolayıdır ki, on beşinci seçimde (referandumlar dâhil) de
yarışı açık ara önde bitirdi. On yedi senelik iktidar yorgunluğu ve
tabii yıpranmasına rağmen… 25 yıllık yerel yönetim sınavında, çok
ciddi meydan okuma ve baskılara maruz kalmasına rağmen bu başarıyı
yakalayabildi. İstanbul’u şimdilik hariç tutarak ifade edelim ki,
AK Parti’nin son seçimlerde aldığı genel oy oranı (%44,33), 2014’te
aldığı oranın (43,16) üzerindedir. Ancak önemli büyükşehirlerde,
meclis çoğunluğunu almakla beraber belediye başkanlıklarını
kaybetmiş olması elbette başlı başına değerlendirilmesi gereken bir
husustur. AK Parti geleneği ve Recep Tayyip Erdoğan’ın yönetim ve
siyaset anlayışını dikkate aldığımızda, bunun muhakkak yapılacağını
söyleyebiliriz. Geçmişte de benzer refleksleri müşahede ettik.
Mevcut durum için de, daha ilk günden sinyallerin geldiğini
belirtelim…
CHP ne yapacak? Bundan evvelki
seçimlerde bir türlü istediğini bulamayan CHP, 31 Mart’ta Ankara,
Antalya, Adana ve Mersin gibi önemli büyükşehirleri kazandı. Bunun
dışında Kırşehir ve Bolu gibi bazı illeri de kazandı. Ancak bu
sonuçları, İYİ Parti ile yaptığı açık ittifak ve HDP ile girdiği
örtülü iş birliği sayesinde elde ettiğini de hatırlatalım. CHP 2014
yerel seçimlerinde %26,61 oy almıştı. Bu seçimlerdeki oyu %30,12.
Burada HDP’den CHP’ye önemli oy akışı olduğunu dikkatlerden
kaçırmamak lazım. İstanbul, Ankara ve İzmir’de önemli oy miktarına
sahip olan HDP, daha önceden ilan ettiği üzere, aday göstermeyip,
Cumhur İttifakı’na karşı Millet İttifakı’nı net olarak destekledi…
Alınan sonuçlar sayesinde, CHP’de hemen başlaması beklenen bir
parti içi iktidar kavgası epey ötelenebilir. Ama bu Kemal
Kılıçdaroğlu ve ekibinin uzun vadede çok rahat olacağı anlamına da
gelmiyor. Şüphesiz HDP de, %8’lerden %4,24’e inen oy durumunun
muhasebesini yapacaktır. Bunun yanında Güneydoğu’da Ağrı, Şırnak ve
Bitlis’i kaybetmiş olmanın da sebeplerini sorgulayacaktır. Belki de
bunu ciddi biçimde yaptığı takdirde, gelecekte meşru siyaset
zemininde daha avantajlı bir ortam
yakalayabilecektir!..