Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın
pazar günü TGRT Haber ekranlarından ilk defa duyurduğu haberin
detayları dün açıklandı. Bölücü terör örgütünün beynini dağıtmaya
yönelik çok büyük bir darbe indirildi…
Dün sabah saatlerinden itibaren,
televizyonların ekranlarından peş peşe verilen görüntüleri
izlediniz. Haberin detaylarını ve perde arkasını yine bugünkü
manşetimizden okuyabilirsiniz. Biz bahse konu operasyonun ne anlama
geldiğini ele alacağız. Son iki yıl içinde yapılan sürekli ve
kararlı mücadeleyle, PKK terör örgütünün beli zaten kırılmıştı. Bu
son operasyon ise, bölücü örgütün beynini dağıtmaya yönelik çok
etkili bir hamle oldu… Terör örgütü, eylem yapma kabiliyetini büyük
ölçüde yitirmiş ve yarı mefluç vaziyete düşmüş ise de, beyin takımı
henüz ciddi hasar görmemişti. Ama artık öyle değil. PKK’nın sözde
“DIŞ İLİŞKİLER KADROSU”, Kandil’e yapılan son operasyonla ortadan
kaldırıldı. Bölücü örgütün, uyuşturucu ticaretini de yöneten tepe
isimlerinden (sözde dışişleri bakanı), Rıza Altun (Kellesine dört
milyon TL ödülle, kırmızı listede aranıyordu), ölümcül yaralı.
Onunla birlikte hedef olan, sözde dış ilişkiler sorumlusu Mikail
Özdemir (Kod adı Navdar), Örgüt sözcüsü Emrullah Dursun (Serhat
Varto), Kandil Bölgesi ve sözde gümrük sorumlusu Ali Aktaş (Sinan
Sor) etkisiz hâle getirildi. Böylece PKK’nın dış ilişkilerini
yürüten grup imha edildi ve örgütün dışarıyla olan network’ü
bitirildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz pazar günü akşam TGRT
ekranlarından, isim vermeden bu operasyonu haber vermişti. Detay
bilgiler ise, resmî olarak dün açıklandı. Bu operasyon pek çok
anlama geliyor. Hem bölgesel hem küresel ölçekte pek çok çevreye
keskin mesajlar veriyor…
Türkiye, ‘terörle kaynağında
mücadele’ konseptini hayata geçirdikten sonra, bu şekilde çok
etkili operasyonlar gerçekleştiriyor… 15 Ağustos 2018 tarihinde,
Irak’ın Sincar Bölgesi’nde, sözde Sincar eyalet sorumlusu, yine
kırmızı listede aranan; “Mam Zeki Şengali” kod adlı terörist İsmail
Özden’i, lazer güdümlü kitle ve nokta atışıyla etkisiz hâle
getirmişti. Bu operasyon, alanında dünyada bir ilkti. Saatte 90 km.
hızla seyir hâlinde olan araç içinde, her şeyi ile millî olan SİHA
ile vurulmuştu. Türkiye’nin sofistike harp vasıtalarında geldiği
nokta, dünyada gıpta ile izlenen bir seviye. Bugün konuştuğumuz son
Kandil operasyonu da, MİT ve TSK’nın ortaklaşa gerçekleştirdiği,
her yönüyle mükemmel bir başarı. Tamamen yerli ve millî teknoloji
olan Bayraktar TB2 İHA ile teröristlerin yerleri tespit edildi.
Yine tamamen yerli ve millî LGK (Lazer güdümlü kit) ile işaretlendi
ve hedef F-16 ile vurularak imha edildi. Burada istihbarat,
koordinasyon, analiz, hedefleme ve nihai harekât itibarıyla dört
dörtlük bir faaliyet söz konusu. MİT ile TSK arasındaki
koordinasyon, en üst seviyede ve en verimli sonuçları veriyor…
Emeği geçen bütün kişi ve kurumlarımıza teşekkür borçluyuz.
Bu arada hemen belirtelim ki,
benzer operasyonların devamı da gelecektir. Bundan böyle, terör
örgütünün elebaşları hiçbir yerde rahat olamayacaklar… Sağ kolu
Rıza Altun’u kaybeden Cemil Bayık, Murat Karayılan, Duran Kalkan,
Mustafa Karasu gibi, küçük yaştaki kız çocuklarını dağa kaçırıp
istismar eden ırz düşmanları, sığınacakları mağaralardan kafalarını
dışarıya çıkaramayacaklar. Çıkardıkları anda tepelerine güdümlü
bombalar yağacaktır. Rıza Altun, uyuşturucu ticareti sebebiyle
İnterpol ve ABD tarafından da aranıyordu. ABD’nin Suriye’de, PKK
uzantısı PYD/YPG’yi koruyup kollaması da onları kurtaramayacak.
Kaldı ki, ABD; adı geçen teröristleri, İran’a karşı savaşmaya
zorlamak için, başlarına beşer milyon dolar ödül koyarak, zaten
köşeye sıkıştırmış bulunuyor. Kaşarlanmış teröristler için giderek
hayat alanı daralıyor. Yani uzun yıllar, bölgesel ve küresel
güçlerin himaye ve desteğiyle, elini kolunu sallayarak Irak ve
Suriye’de fink atan bu teröristlerin kalan ömrü kâbus içinde
geçecek.
Diğer taraftan Türkiye, teröre
karşı ortaya koyduğu bu etkili ve kararlı mücadeleyi sürdürürken,
Orta Doğu bölgesinde değişik hesaplar içinde hareket eden, bölge
devletlerine ve küresel güçlere de çok açık mesajlar veriyor.
Ülkemizin imkân ve kabiliyetleri, terör örgütlerine dünyayı dar
edecek seviyededir. Ve Türkiye kırk yıllık terörle mücadele
tecrübesiyle, ulusal güvenliğine yönelecek her türlü tehdidi
bertaraf edecek kapasiteye sahiptir. Teröristlerin topraklarımıza
sızarak eylem yapmasına fırsat vermeden, onları bulundukları
inlerinde yahut düne kadar serbestçe dolaştıkları Irak’ın ve
Suriye’nin kuzey bölgelerinde, bu operasyonda olduğu gibi,
avlayarak etkisiz hâle getirecektir. Bundan sonraki hedef de, PKK
ve uzantılarının beynini dağıtmaktır…