Düne kadar ABD bayrağının
altında boy gösterip şişinen, Ankara Mutabakatı'ndan sonra ise
Rusya bayrağının gölgesinde hayat bulmaya çalışan terörist Abdi
Şahin (Mazlum Kobani) için zemin daralıyor!..
Kremlin Sözcüsü Dimitry
Peskov, PYD/PKK’lı teröristlerin belirlenen süre içinde
(29 Ekim Saat 18.00’de bitiyor), sınırları ilan edilen güvenli
bölgenin dışına çıkmamaları hâlinde, Türk ordusunun silindir gibi
üzerinden geçeceğini ikinci kere duyurdu… Ankara Mutabakatı'yla
tamamen Türkiye’nin kontrolüne giren Resülayn ve Tel Abyad
arasındaki, 120 kilometreye 32 kilometrelik alanın dışında
kalan bölgede, Suriye sınır muhafızları ve Rusya
askerî polisinin görev yapacak olması, ilk bakışta bazı
tereddütlere kapı aralamıştı. Her ne kadar bu bölgede, on
kilometlelik derinlikte Türkiye ve Rusya askerleri ortak devriye
atacak ise de; sahanın tamamında, terörist varlığının kontrolü
noktasında, hangi ölçüde netlik olacağını kestirmek kolay değil.
Ancak Rusya’dan peş peşe gelen açıklamalar ve Cumhurbaşkanı
Erdoğan’ın Soçi ziyareti sonrasında çeşitli vesilelerle verdiği
beyanlarda, muğlak hususlar tek tek aydınlığa
kavuşuyor.
Teröristlerin bahse konu bölgeden
temizlenmesi konusunda, Putin’den kesin söz aldıklarını belirten
Cumhurbaşkanı, meseleye açıklık getirmişti. Peskov’un son
açıklamasında da, bu konuda çok daha net ve anlaşılır bir vurgu
var. Zira verilen mühletin tamamlanmasından sonra, hâlâ daha
güvenli bölgede terörist mevcudiyeti varsa, bunlar doğrudan Türk
ordusu ile karşı karşıya kalacak. Rusya ve Suriye güçleri herhangi
bir şekilde araya girmeyecek. Bu nokta çok ama çok önemli… Çünkü
başından beri Suriye rejimi ve Rusya tarafından, teröristleri
koruyup kollama yolunda bir tavır ortaya çıkarsa, ciddi sıkıntılar
gündeme gelebilirdi. Ancak bu resmî beyanlar, teröristlerin
güvenli bölge dışına çıkmaktan başka çaresi kalmadığını yeterince
ortaya koyuyor.
Gelelim Abdi Şahin, nam-ı
diğer "Mazlum Kobani"nin durumuna… PKK’nın
elebaşı Öcalan’ın manevi oğlu olarak takdim edilen, Trump’ın saçma
bir biçimde; kendisinden “general” diye
bahsettiği, SDG (Suriye Demokratik Güçleri) kamuflajı giydirilen
PYD/PKK terör örgütünün elebaşı olan bu terörist, düne kadar ABD
bayrağının altında pozlar verip şişiniyordu. Ama Ankara
Mutabakatı'yla, Amerika eski pozisyonunu terk edip bunları yüzüstü
bırakınca, bu defa Rusya bayrağının gölgesine
sığındı. Nereye giderse gitsin, hangi ülke bayrağının
altında ağlaşırsa ağlaşsın, terörist Abdi Şahin, kırmızı bültenle
aranan ve Türkiye’nin, kellesine dört milyon dolar koyduğu eli
kanlı bir katildir. Aktütün saldırısının failidir.
Bunun hesabını er ya da geç verecektir. Ya bir kurşunla öteki
dünyayı boylayacak veya “manevi
baba” diye bildiği Öcalan gibi, günün birinde
paketlenip ilgili adrese teslim edilecektir. Trump’ın şuursuzca
tekrarladığı o generallik payesi hiç kâr etmeyecektir!.. Daha önce
yazdık, bir kere daha tekrar edelim; Amerika bundan
böyle PYD’ye 30 bin tır silah ve mühimmat
veremeyecektir. Suriye’nin kuzeyinde bir garnizon
terör devleti kurma projesi, rafa kalkmıştır. Bakmayın siz ABD’nin
PYD’yi satmadığını anlatmak için çeşitli mugalatalar yapmasına. Bal
gibi satmıştır. Ne diyor ABD Savunma Bakanı
Esper: "Biz PYD için NATO müttefikimiz Türkiye ile
savaşacak değiliz…" ABD’nin söylemleri ile eylemleri
birbirini tutmuyor. Bir grup senatör, terörist Abdi Şahin’i ABD’ye
davet etmek için vize memuru gibi çalışıyor. Lakin tarihe
bakıldığında, Washington’un kaç ülkede kaç kişiye nasıl kazık
attığı açıkça görülür. Mesela Mustafa
Barzani’ye yaptıkları gibi!..
Batı medyası, çok aşağılık bir
şekilde, Türkiye’nin terörle yaptığı mücadeleyi saptırmaya
uğraşıyor. Israrla ve inatla, Barış Pınarı
Harekâtı'nı “Kürtlere saldırı” diye
niteliyor. Bu kepazeliği ilk defa yapmıyorlar. Onlar kendi kirli
tarihlerine, Sayın Erdoğan’ın da ifade ettiği üzere, elli milyon
kişinin müseccel katili olmalarını görmeyip, Türkiye'ye
çemkiriyorlar. Hiç önemli değil. İt ürür kervan
yürür!.. Le Point gibi paçavraların sefil yayınları
bize hiçbir etki yapmaz, ama sahiplerine çok şey kaybettirir.
Kahpece yalan ve iftira kampanyalarına karşı, Türkiye’nin de ciddi
biçimde hazırlanmış, etkili karşılık vermesi gerekiyor. Bu konuda
yurt dışındaki vatandaşlarımıza da çok şey düşüyor. Ancak onları
doğru yönlendirmek şart… Kaş yapayım derken göz çıkarmamaya dikkat
edelim. Terörist Abdi Şahin’in iade edilmesi
talebinden, Le Point dergisi hakkında
suç duyurusunda bulunulmasına, Batı medyasında yalan haberlerin
yerine doğru bilgilerin yer alması için icabında paralı ilanlarla
kampanya yapılmasına kadar her yol ve imkân
değerlendirilmelidir.
Batı’dan gelen ahlaksızca
saldırılar, aslında kaybetmenin öfkesiyle verilen tepkidir. Bugüne
kadar çok yatırım yaptıkları terör örgütlerinin Türk ordusu
karşısında darmadağın olmasından büyük hayal kırıklığı yaşıyorlar.
Şimdi çaresizce bir arayış içindeler. Ne yaparlarsa
yapsınlar, kaybeden taraf onlar olacak!..
Kremlin Sözcüsü Dimitry
Peskov, PYD/PKK’lı teröristlerin belirlenen süre içinde
(29 Ekim Saat 18.00’de bitiyor), sınırları ilan edilen güvenli
bölgenin dışına çıkmamaları hâlinde, Türk ordusunun silindir gibi
üzerinden geçeceğini ikinci kere duyurdu… Ankara Mutabakatı'yla
tamamen Türkiye’nin kontrolüne giren Resülayn ve Tel Abyad
arasındaki, 120 kilometreye 32 kilometrelik alanın dışında
kalan bölgede, Suriye sınır muhafızları ve Rusya
askerî polisinin görev yapacak olması, ilk bakışta bazı
tereddütlere kapı aralamıştı. Her ne kadar bu bölgede, on
kilometlelik derinlikte Türkiye ve Rusya askerleri ortak devriye
atacak ise de; sahanın tamamında, terörist varlığının kontrolü
noktasında, hangi ölçüde netlik olacağını kestirmek kolay değil.
Ancak Rusya’dan peş peşe gelen açıklamalar ve Cumhurbaşkanı
Erdoğan’ın Soçi ziyareti sonrasında çeşitli vesilelerle verdiği
beyanlarda, muğlak hususlar tek tek aydınlığa
kavuşuyor.
Teröristlerin bahse konu bölgeden
temizlenmesi konusunda, Putin’den kesin söz aldıklarını belirten
Cumhurbaşkanı, meseleye açıklık getirmişti. Peskov’un son
açıklamasında da, bu konuda çok daha net ve anlaşılır bir vurgu
var. Zira verilen mühletin tamamlanmasından sonra, hâlâ daha
güvenli bölgede terörist mevcudiyeti varsa, bunlar doğrudan Türk
ordusu ile karşı karşıya kalacak. Rusya ve Suriye güçleri herhangi
bir şekilde araya girmeyecek. Bu nokta çok ama çok önemli… Çünkü
başından beri Suriye rejimi ve Rusya tarafından, teröristleri
koruyup kollama yolunda bir tavır ortaya çıkarsa, ciddi sıkıntılar
gündeme gelebilirdi. Ancak bu resmî beyanlar, teröristlerin
güvenli bölge dışına çıkmaktan başka çaresi kalmadığını yeterince
ortaya koyuyor.