İsmail Kapan Türkiye Gazetesi

Suud tahtı fena sallanıyor!..

Suud tahtının sallanması deprem sebebiyle değil. Ama daha fazlası… Riyad’da muhtemel bir siyasi deprem, her şeyi altüst edebilir. Kral Selman’ın en yakın koruması olan general...

01 Ekim 2019 | 872 okunma
Suud tahtının sallanması deprem sebebiyle değil. Ama daha fazlası… Riyad’da muhtemel bir siyasi deprem, her şeyi altüst edebilir. Kral Selman’ın en yakın koruması olan general ortadan kaldırıldı!..
 
 
Suudi Arabistan Veliaht Prensi bin Selman’ın iktidar yolu engellerle dolu… Hâlihazırda fiilen yönettiği ülkeyi, tahta çıkarak resmen ve tartışmasız biçimde bütün ipleri eline alabilmek için fena hâlde temizlik yapıyor. Selman’ın veliaht yapılmasıyla başlayan olaylar zinciri yeni yeni halkalarla çok enteresan bir seyir izliyor. Aslında Kral Selman’ın tahta oturmasıyla başlayan bu garip olaylar silsilesi, babasının ölümüyle yerine geçen en büyük ağabeyi Suud bin Abdülaziz’in 1960’lı yılların başında yaptığı şeylere benziyor… O da tıpkı kendisi gibi, çocuklarını en önemli devlet görevlerine tayin ediyor ve de ta o zamanda, saltanat için kendi çocuklarına yol açmaya çalışmıştı. Ancak Kraliyet ailesinin diğer fertleri buna şiddetle karşı çıkmıştı. Netice olarak Kral Suud, çok fazla müsrif davrandığı (Kendisi eğlenceye çok düşkün biriydi…) ve devleti gerektiği gibi yönetemediği gerekçesiyle tahttan indirilmiş, yerine kardeşi Faysal geçmişti… Kral Selman hayli ileri yaşta ve ciddi sağlık problemleriyle birlikte oturdu. Çok geçmeden, veliaht prens Muhammed bin Naif’i azlederek, yerine oğlu Selman’ı tayin etti. (Ne gariptir ki, M. Bin Naif’in babası da veliaht olduğu halde, tahta oturamadan ölmüştü…) Veliaht M. bin Selman işe çok hızlı başladı. 2017 Kasım ayında, kendisiyle barışık olmadıkları anlaşılan tam 11 prensi, dört eski bakanı ve otuz kadar iş adamını sorgusuz sualsiz tevkif ettirerek bir otelde hapis tuttu… Bu şahısların her biri daha sonra çok ciddi fidyeler ödeyerek kurtulabildi. Bu arada bir prens de tutukluyken hayatını kaybetti. Kısacası M. bin Selman iktidar yolunda diken gibi görünen herkesi, bertaraf etmekte kararlı. Gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın başına gelenleri biliyorsunuz…
Son olarak babasının en yakın koruması ve bir yerde sırdaşı olan Tümgeneral Abdülaziz bin Beddah el Fağım’ı azlettirdi. Azilden kısa bir süre sonra da esrarengiz bir şekilde el Fağım öldürüldü. Öldüren kişi olarak yine el Fağım’ın arkadaşı olan Memduh el Ali ilan edildi. Ancak el Ali de hemen olay yerinde katledilerek susturuldu… Hadise her yönüyle muamma… Maktül el Fağım, Cidde’de arkadaşı olan Turkî es-Sebsî’nin evine gidiyor. Anlatılanlara göre diğer arkadaş katil el Ali de orada imiş… Tartışma çıkıyor ve el Ali, el Fağım ile Es-Sebsî’yi ve evdeki Filipinli bir hizmetçiyi vuruyor… Derken güvenlik görevlileri de saha temizliği yaparken beş yaralı veriyor!.. Şimdi Suudi Arabistan’da yaşayıp da kendini güvende hisseden kaç kişi vardır acaba? Nitekim daha önce de Kral Selman, veliaht oğlundan gelebilecek bir tehlikeye karşı, ona yakın bildiği bütün korumaları değiştirmişti. Düşünebiliyor musunuz Kral ile veliaht oğlu arasındaki güven duygusunu!.. M. bin Selman yaşlı ve hasta babasından habersiz çok önemli işler çeviriyor. Geçtiğimiz şubat ayında, Washington büyükelçisi olan en genç kardeşi Halid bin Selman’ı Savunma Bakan Yardımcısı yaparak, kendi yedeğine aldı. Yakın zamanda da, M. bin Selman’ın büyük kardeşi olan Abdülaziz, Enerji Bakanlığına getirildi. Bu tayinde Kral baba mı yoksa veliaht olan kardeş mi daha çok rol oynadı, belli değil… Belli olan şu; Selman ve çocuklarının Suud tahtındaki konumu, hâlen bütün ipler ellerinde olmasına rağmen, hiç de güvende değil. Bu son suikast galiba her şeyin tuzu biberi oldu. Bakalım Kral Selman nasıl bir tepki verecek veya verebilecek mi?
Bahse konu cinayetin, tam da Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesinin yıl dönümünde ve dünya medyasında hadisenin yeniden tartışılması sırasında vukua gelmesi çok dikkat çekici. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Washington Post gazetesine yazdığı makalede, Kaşıkçı cinayetini, 11 Eylül saldırısından sonra, 21 Yüzyılın en büyük ve en tartışmalı olayı olarak değerlendirdi. Erdoğan devamla şunu ekledi; “Zira 11 Eylül’den beri hiçbir olay, uluslararası düzeni bu denli tehdit etmemiş ve dünyanın kabul ettiği kurallara meydan okumamıştır…” dedi, Türkiye’nin Cemal Kaşıkçı'nın katillerinin bulunması ve yargılanması, dolayısıyla adaletin tecelli etmesi için çalışmaya devam edeceğini teyit etti. Tabiatıyla S. Arabistan bu tavırdan çok rahatsız. O sebepledir ki, kısa bir müddet önce Suudi Dışişleri Bakanı İbrahim bin Abdülaziz, Kıbrıs Rum Yönetimini ziyaret ederek, açık destek verdi. S. Arabistan Güney Kıbrıs’a da ilk defa daimi bir büyükelçi tayin etti. Rum Bakan Hritodulidis de, ortak basın toplantısında, Türkiye’ye karşı S. Arabistan desteğini almış olmaktan dolayı memnuniyetini açıkladı…
Evet, S. Arabistan tahtı, hayli dalgalı sularda sallanıp sağa sola savruluyor. Ve bu durum pek de hayra alamet değil!..
Suudi Arabistan Veliaht Prensi bin Selman’ın iktidar yolu engellerle dolu… Hâlihazırda fiilen yönettiği ülkeyi, tahta çıkarak resmen ve tartışmasız biçimde bütün ipleri eline alabilmek için fena hâlde temizlik yapıyor. Selman’ın veliaht yapılmasıyla başlayan olaylar zinciri yeni yeni halkalarla çok enteresan bir seyir izliyor. Aslında Kral Selman’ın tahta oturmasıyla başlayan bu garip olaylar silsilesi, babasının ölümüyle yerine geçen en büyük ağabeyi Suud bin Abdülaziz’in 1960’lı yılların başında yaptığı şeylere benziyor… O da tıpkı kendisi gibi, çocuklarını en önemli devlet görevlerine tayin ediyor ve de ta o zamanda, saltanat için kendi çocuklarına yol açmaya çalışmıştı. Ancak Kraliyet ailesinin diğer fertleri buna şiddetle karşı çıkmıştı. Netice olarak Kral Suud, çok fazla müsrif davrandığı (Kendisi eğlenceye çok düşkün biriydi…) ve devleti gerektiği gibi yönetemediği gerekçesiyle tahttan indirilmiş, yerine kardeşi Faysal geçmişti… Kral Selman hayli ileri yaşta ve ciddi sağlık problemleriyle birlikte oturdu. Çok geçmeden, veliaht prens Muhammed bin Naif’i azlederek, yerine oğlu Selman’ı tayin etti. (Ne gariptir ki, M. Bin Naif’in babası da veliaht olduğu halde, tahta oturamadan ölmüştü…) Veliaht M. bin Selman işe çok hızlı başladı. 2017 Kasım ayında, kendisiyle barışık olmadıkları anlaşılan tam 11 prensi, dört eski bakanı ve otuz kadar iş adamını sorgusuz sualsiz tevkif ettirerek bir otelde hapis tuttu… Bu şahısların her biri daha sonra çok ciddi fidyeler ödeyerek kurtulabildi. Bu arada bir prens de tutukluyken hayatını kaybetti. Kısacası M. bin Selman iktidar yolunda diken gibi görünen herkesi, bertaraf etmekte kararlı. Gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın başına gelenleri biliyorsunuz…
Son olarak babasının en yakın koruması ve bir yerde sırdaşı olan Tümgeneral Abdülaziz bin Beddah el Fağım’ı azlettirdi. Azilden kısa bir süre sonra da esrarengiz bir şekilde el Fağım öldürüldü. Öldüren kişi olarak yine el Fağım’ın arkadaşı olan Memduh el Ali ilan edildi. Ancak el Ali de hemen olay yerinde katledilerek susturuldu… Hadise her yönüyle muamma… Maktül el Fağım, Cidde’de arkadaşı olan Turkî es-Sebsî’nin evine gidiyor. Anlatılanlara göre diğer arkadaş katil el Ali de orada imiş… Tartışma çıkıyor ve el Ali, el Fağım ile Es-Sebsî’yi ve evdeki Filipinli bir hizmetçiyi vuruyor… Derken güvenlik görevlileri de saha temizliği yaparken beş yaralı veriyor!.. Şimdi Suudi Arabistan’da yaşayıp da kendini güvende hisseden kaç kişi vardır acaba? Nitekim daha önce de Kral Selman, veliaht oğlundan gelebilecek bir tehlikeye karşı, ona yakın bildiği bütün korumaları değiştirmişti. Düşünebiliyor musunuz Kral ile veliaht oğlu arasındaki güven duygusunu!.. M. bin Selman yaşlı ve hasta babasından habersiz çok önemli işler çeviriyor. Geçtiğimiz şubat ayında, Washington büyükelçisi olan en genç kardeşi Halid bin Selman’ı Savunma Bakan Yardımcısı yaparak, kendi yedeğine aldı. Yakın zamanda da, M. bin Selman’ın büyük kardeşi olan Abdülaziz, Enerji Bakanlığına getirildi. Bu tayinde Kral baba mı yoksa veliaht olan kardeş mi daha çok rol oynadı, belli değil… Belli olan şu; Selman ve çocuklarının Suud tahtındaki konumu, hâlen bütün ipler ellerinde olmasına rağmen, hiç de güvende değil. Bu son suikast galiba her şeyin tuzu biberi oldu. Bakalım Kral Selman nasıl bir tepki verecek veya verebilecek mi?

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Ekrem İmamoğlu doludizgin gidiyor!.. 19 Kasım 2024 | 1.136 Okunma Netanyahu’nun ağzı kulaklarında!.. 16 Kasım 2024 | 59 Okunma Donald Trump Başkan mı, “Süpermen” mi? 14 Kasım 2024 | 50 Okunma İslâm dünyası nasıl bir aksiyon alabilir? 12 Kasım 2024 | 127 Okunma Latin Amerika’dayız… 09 Kasım 2024 | 78 Okunma