“Konuş” diyor, “anlat da, insan anlata anlata.”
Unutuyor adaşım. Hâlbuki daha önce defalarca oturduk. Defalarca çay, börek, simit, kola ısmarladım ben ona. Defalarca “20 liraya ihtiyacım var” dedi ve defalarca verdim o 20 lirayı.
“İşin ne?”, “nerede oturuyorsun?”, “evli misin?”, “çocuğun var mı?” ve elbette “nerelisin?”
Beypazarlı olduğumu öğrenince ilgilenir her seferinde. Ankara’ya defalarca gittiğini, Maltepe’de, Yenimahalle’de, Keçiören’de halaları, dayıları, amcaları olduğunu anlatır. Sonra durur ve şöyle der: “Hepsi eldi.”
Bilirim her seferinde “öldü” dediğini ama ölmekle el olmak arasında bir ilişki kurmaya çabalarım zihnimde.