Görüntüde bir ‘adam’ var. Gözleri dolmuş, incecik ağlıyor. Yaşlar, yavaşça süzülüyor. Efendimiz(sav)’in vefat eden oğlu İbrahim’i toprağa verdikten sonra mübarek göz pınarlarından akan yaşları getiriyorsunuz aklınıza. Zira ahval, aynı ahval…
Görüntüdeki ‘adam’, İzmir’in Selçuk ilçesinde imamlık yapıyor. İsmi İbrahim Taşdemir. Ve evet, ‘adam’ın isminin niçin İbrahim olduğuna dair hiçbir şüpheniz kalmıyor yüzünü görünce. İbrahim’sen hüzün senin içindir, iman senin içindir ve elbette teslimiyet senin içindir.
Görüntüdeki ‘adam’ın derdi dağları aşkın. O görüntü çekilmeden dakikalar önce ellerinde ateşten yakıcı bir haber tutarak polis memurları gelmiş İbrahim Taşdemir’in görev yaptığı camiye. Demişler ki ‘ciğerparen, oğulcuğun, küçücük torununun babası Ahmet Alp Taşdemir Diyarbakır’da şehit oldu hocam.’
Oğulcuğunun adının niçin Ahmet olduğuna dair şüphemiz yok. Ahmet’sen imtihan senin içindir, gayret senin içindir ve elbette teslimiyet senin içindir.
Ve oğulcuğunun adının niçin Alp olduğuna dair şüphemiz yok. Alp’sen cihat senin içindir, mücadele senin içindir ve elbette teslimiyet senin içindir.
Görüntüdeki ‘adam’, gözyaşlarını incecik akıtarak, tane tane dizerek kelimeleri, her bir kelimenin hakkını vererek ve her bir kelimesiyle her birimizin omzuna dünyalar kadar sorumluluk yükleyerek anlatıyor.