1789 yılının 14 Temmuz gününde yüzyılın başından beri gittikçe güçlenen Fransız burjuvazisi, haklı olarak ‘özgürlük ve adalet isteriz’ diyen orta sınıfı da yanlarına alıp Bastille Hapishanesi’ni basmış, mahkûmları serbest bırakmıştı. Zaten Fransız Devrimi denilen ve etkisi hızla bütün dünyayı saracak heyulanın nirengi noktası da bu baskın olmuştu.
Video: Bastille, Tuz Yürüyüşü ve dandik Gandi
Peki Kral Louis ve eşi Marie Antoinette’in idamıyla da sonuçlanan Fransız Devrimi sürecine niçin atıf yapar bizim solcu yarı aydınlarımız? Monarşiyi yıkmak, baskı rejimini dağıtmak için falan zannediyorsanız yanılırsınız. Kerameti kendinden menkul solcu aydınımız Bastille çağrısını demokrasi ile işbaşına gelmiş hükümetlerin işbaşından gitmeleri için yapar. Yani, Bastille’i basan orta sınıfın seçtiği iktidarı alaşağı etmek için.
Tabii, Bastille Baskını için aradıkları toplumsal zemini bir türlü bulamadıkları için de sonunda askeri çağırırlar göreve ve şöyle derler: ‘Asker ağa, bir Bastille Baskını yapıp başbakan falan assanız, siyaseti falan askıya alsanız da biz bir iktidar olsak.’
Yani her haltı yanlış anlamada birinci yarı aydınımız halk için değil, halka rağmen siyaset dizayn etmeyi, ülke dizayn etmeyi içine sindirir ve günün sonunda darbeci bir yavşağa dönüşür. Bu böyledir.