Bazı gitmeler beğendim kendime.
İlkin, bir çocukluktan bir gençliğe gitmeyi denedim. Ve anladım ki insanın kalabileceği, konaklayabileceği, tadını ala ala yaşayabileceği tek yer çocukluktur. Geri dönmenin bir yolunu bulmanın imkânsız olduğu çocukluk. Akşam ezanlarında eve dönmelerin, geçmiş sobaların yanında avuçlarına hohlayarak uyanmanın, çorbaya ekmek banar gibi yaşamaların çocukluğu. Yoksulluğun ve neşenin, kaygısızlığın ve oyunun çocukluğu.
Bazı gitmeler beğendim kendime.
Bir yakından bir uzağa gitmeyi denedim ardından. Kendimin, kentimin, içimin uzağında bir uzak bulmaya çalıştım. İnsanın olmadığı, olmayınca yormadığı imkânsız bir uzayın hayalini kurarak kitapların, dizelerin, cümlelerin, harflerin dibinde sabahladım. Uzun uzadıya gecelerde kendimi başkalarının cümleleriyle yaşatmaya çabaladım. Yaşadım da. Uyumsuz, uygunsuz, huzursuz bir ruh olarak dolandım hayali bulvarlarda. Kimi patikalara saptım.