İsmail Kılıçarslan Yeni Şafak Gazetesi

Bazı küçük notlar, bazı mühim meseleler

Hileli galibiyetlerin adamı olmak da kolay şerefli mağlubiyetlerin adamı olmak da… Tertemiz, hakkıyla alınmış galibiyetlerin adamı olmak ise zor, hem de çok zor. Niçin böyledir bu? Çünkü bize ya...

09 Ekim 2018 | 3.699 okunma

Hileli galibiyetlerin adamı olmak da kolay şerefli mağlubiyetlerin adamı olmak da… Tertemiz, hakkıyla alınmış galibiyetlerin adamı olmak ise zor, hem de çok zor. Niçin böyledir bu? Çünkü bize ya hileyle kazanmak ya da şerefimizle kaybetmek öğretiliyor. Oysa asıl olan hem oyunu güzel oynamak hem de sonunda kazanmayı bilmektir. Elbette oyunu güzel oynasak ve yenilsek problem değil ama oyunu güzel oynasak ve kazansak daha iyi. Buna en çok bizim gibi ülkelerin ihtiyacı var üstelik.

***

Son zamanlarda memleketin gizli ve önemli kelimesinin “adalet” olduğunu siz de düşünüyor musunuz? Adalet duygumuz günden güne zayıflıyor. Şundan eminim: Adalet duygumuz yok olursa elimizde hiçbir şey kalmaz. Dünyada hiçbir pozitif duygu kalmasa ve elimizde sadece adalet olsa ondan hareketle tüm pozitif duyguları onarabiliriz. Düşüncem budur.

Pratik bir örnekten yola çıkarak yazıyorum bunu. Kim olduğunu, neye hizmet ettiğini, nasıl bir ideolojik aidiyete mensup olduğunu bilmem. Ancak 8 saat tutuklu kaldıktan sonra salıverilen avukat Ömer Kavili’nin tutuklanmasını talep eden mahkeme emri tek kelimeyle safsatadır. “…müvekkilini ve kendisini mağdur göstererek dosyada haklı çıkmaya çalıştığı, şüphelinin eyleminin müdafisi olduğu davayı sulandırmaya çalıştığı, şüphelinin tüm bu eylemleri birlikte değerlendirildiğinde amacının halkın gözünde yargının ve mahkemelerin itibarsızlaştırmak olduğu…” şeklinde bir tutuklama emri olur mu yahu? Avukat dediğin insan teki ne iş yapacak müvekkilini savunmaktan başka? Dosyada haklı çıkmaya çalışmaktan başkaca ne vazifesi olur bir avukatın?

Dikkat isterim: Hiç tanımadığım, hakkında hiçbir şey bilmediğim bir avukat Ömer Kavili. Ama lütfen söyleyin bana, bir avukat bu gerekçeyle tutuklandığında adalet duygumuz yara almaz mı? Parça parça olmaz mı?

***

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Mustafa Kemal’in askeri değil Türkiye’nin leşkeriyiz 23 Kasım 2024 | 179 Okunma O sınırın nerede olduğunu bulsak mı? 19 Kasım 2024 | 276 Okunma Bir kapı nereye açılır? 17 Kasım 2024 | 199 Okunma Benzersizlik anlatısı ya da senden sekiz buçuk milyar daha var 16 Kasım 2024 | 1.055 Okunma Bir teklif: Türkiye’nin küresi 12 Kasım 2024 | 271 Okunma