BEĞENDİM
20
4
24 TEPKİ
PAYLAŞ
Mustafa Kurdaş dostumuz haklı. Bakanlığı boyunca ağızlarını açıp tek kelime etmedikleri Bekir Pakdemirli görevden alınır alınmaz ona veryansın eden bazılarının tavırlarındaki o “tuhaf ton” oldukça can sıkıcı.
Yazılarımı takip edenler pekâlâ hatırlayacaklardır. Bakanlığı esnasında Pakdemirli’yi isim de vererek oldukça sert eleştirdiğim 3-4 yazım var. En son orman yangınlarında “iletişim yönetimi ve söylem geliştirme konusunda gördüğüm en başarısız siyasilerden biri” yazmıştım mesela. Yani adam görevdeyken, işinin başındayken eleştirmiştim. Şimdiyse görevinden alındığında, yani makamından kaynaklı gücü elinden gittiğinde onu eleştirecek değilim. Çünkü insana yakışan doğru tavrın bu olduğuna inanıyorum. Pakdemirli, hatasıyla-sevabıyla görevini tamamladı. “Geçmiş olsun” diyelim. Hem ona, hem bize.
Zaman zaman “şu konuda da bir şey söylesene İsmail” tavrına maruz kalıyorum insanların. Büyük ihtimalle yukarıdaki satırları okuyan bazıları “x’e de bir şey desene, y’yi de eleştirsene” diyecekler. Bu, sadece Türkiye’ye değil, tüm dünyaya mahsus bir sapma bana kalırsa. Duyarlılık ve hassasiyet baremimizle ilgili bir durum bu… Hangi dünyaya kulak kesildiğimizle ilgili…
Benim bu konudaki yaklaşımım “kendi ajandamın dışında bir ajanda ile hareket etmemek” ilkesidir. Radarım başkasına değil, kendime aittir ve orada ne görürsem yazmaya çabalarım. Bunu insanlara böylece anlatabilmemin bir yolu olsa ama maalesef yok.
Bu, burada bir dursun.
Üşenmedim, tarım ve hayvancılık ile ilgili yeni bakan Vahit Kirişçi’yi “hangi tablonun beklediğine dair” bazı istatistiklere baktım.
Şimdi kimseye yaranamayacağım bir şey söyleyeyim. Tablo muhaliflerin çizdiği kadar berbat da değil, iktidar destekçilerinin sandığı kadar parlak da değil.