Yazık ki “bir şey olmaz” kalıbı memlekette en çok duyduğumuz kalıptır. “Bir şey olmaz” dediğimiz hemen her meselede bir şey olur.
Mesela kısa süre önce Tekirdağ’da “balerin” isimli oyuncaktan düşerek hayatını kaybeden yavrumuzu getirin aklınıza. Bu oyuncağı yapan işletme bir noktada “bir şey olmaz” dememiş midir sizce? Bu oyuncağı lunaparka yerleştiren ve bakımlarını düzenli olarak yaptırmayan lunapark sahibi “bir şey olmaz” dememiş midir sizce?
Hatırlar mısınız bilmem? Seneler önce Uğur Dündar, yol kenarına bir oyuncu yerleştirmiş ve fuhuş pazarlığı yaptırtmıştı ona. Kızcağız, fuhuş karşılığı alacağı parayı söylerken aynı zamanda AIDS hastası olduğunu da ifade ediyordu. Araçların içindeki erkeklerin en çok kurduğu cümle ise, tahmin ettiğiniz gibi, “bir şey olmaz” cümlesiydi.
Hayatımızın belli noktalarında “bir şey olmaz” diyerek kapatıverdiğimiz meseleleri şöyle bir getiriverin aklınıza. Mesela ben 18 yaşındayken bir stadyumun inşaatında çalışmıştım ve bilmem kaç santim kalınlıkta olması gereken istinat duvarını o kalınlıktan çok daha ince şekilde yapmıştık. Müteahhitten duvar ustalarına, amelelerden yapı denetçisine kadar herkes “bir şey olmaz” demişti.
Adeta milli hastalığımız gibidir “bir şey olmaz” kalıbı. Hemen her durumda imdada yetişir. Hemen her durumda biraz daha emek versek, biraz daha özensek, kurala uymak için biraz daha gayret etsek “kusursuz” olacak pek çok şey “bir şey olmaz”a kurban gider.
Ve malumunuzdur ki “bir şey olmaz” denilen meselelerin çoğunda gerçekten bir şey olmaz ülkemizde.