İnsanlığın en eski yöntemlerinden biri aslında ama yine de çok büyük bir başarıyla kullanıyorlar: İftira!
Şöyle işledi en son iftira mekanizması: “Küçükçekmece’de Suriyeliler küçük bir kızı taciz etti.”
Eh, kim olsa isyan eder, kim olsa sokağa dökülür yani. Fakat o da ne? Taciz iddiası tamamen kurgusal, dümdüz yalan, mis gibi iftira. Taciz maciz yok. Taciz yüzünden karakola başvuran, şikâyetçi olan yok. Çünkü taciz maciz yok. Fakat ne fark eder? Değil mi ki “Suriyeli istemiyoruz” demeyi insanlığına sığdırabilen devasa bir kitle var ve değil mi ki bu kitlenin -kafalarında beyaz kukuletaları eksik- Klu Klux Klan lideri özentili Sinan Oğan’ı, Ümit Özdağ’ı, Lütfü Türkkan’ı var. At yalanı, tutarsa Suriyeli şebbihalardan yana algı yapmış olursun yani.
Ne sandın ya? Ben artık bu Ku Klux Klan çakması Sinan Oğan’ın, Ümit Özdağ’ın, Lütfü Türkkan’ın falan “milliyetçi”, hatta “ırkçı” bir yerden konuşmadıklarını, doğrudan Suriyeli şebbihaların algısını düzeltme sektöründe faaliyet gösterdiklerini düşünüyorum. Sen de düşünsen iyi olur. Aksi halde yaşını başını almış, vekillik falan yapan bu adamlar dümdüz bir yalanı yaymak için niçin bu kadar gayret sarf etsinler?
Laftan anlamıyorlar, sözden anlamıyorlar, hakikate hürmetleri yok, doğru ortaya çıkınca mahcup olmuyorlar. Kaşarlanmış suratlarıyla Ku Klux Klan’ın yaptığı çağrılara benzer çağrılar yapıp ateşle oynuyorlar. Yarın öbür gün bunların yalanına inanıp bir Türk vatandaşının, bir Suriyeli mültecinin burnu kanasa sorumlusu bunlar olacak.
“Nedir abi derdiniz?” diyorsun. Cevap veriyorlar: “Suriyelilere para dağıtılıyor.” 70 IQ zekâ seviyesine anlatır düzeyde o paraların uluslararası kuruluşlardan geldiğini, yani o paraların Türk ekonomisinden çıkmadığını, tam tersine Türk ekonomisine girdiğini anlatıyorsun ama asla anlamıyorlar.