https://w.soundcloud.com/player/?url=https%3A//api.soundcloud.com/trac
Sebil’in orada, birisi tarafından yaşı sorulduğunda havaya üç parmağını kaldırıp “beş” diyen ve aslında henüz iki yaşında olan o kız, her seferinde yakalamak, ele geçirmek kastıyla yalpalayarak da olsa güvercinlerin peşine düşüyor, yakalayamadığında her seferinde hayret ediyor, her seferinde üzülüyor, her seferinde duraksıyor, ancak ardından enerjisi çabucak dolan bir şarjlı pil gibi tekrar kuşların peşine düşüyordu. Bu ona biteviye bir devinim sağlıyor, mutsuzlukla umudu, yorgunlukla yeniden başlamayı uç uca bağlayarak bu deneyim üzerinden bir varoluş anı oluşturuyordu.
Kahvemi içerken “doğru” diye fısıldadım kendime, “dünya hayatının özeti işte bu, ama şu da var.”
Seher, yedi yaşındaymış o haberi aldığı gece.
Sabahında annesi, “hazırlan”...