Hayatımın en zor yazılarından biriydi “Şuf, hâzâ irhabi” yazısı. Esed eniği, Rusya ve İran’dan aldığı destekle Halep’te Suriyeli çocukların üzerine kimyasal silahlar boca etmişti. O gün, Halep’te bir doktor, bir yandan 2 yaşlarındaki bir çocuk ölmesin diye bir taraftan ona kalp masajı yapıyor, bir taraftan da sürekli aynı cümleyi tekrarlıyordu: “Şuf, hâzâ irhabi - bakın, bu bir terörist.”
Şunu hep yazdım, yine yazayım. Bugün dünyadaki hâkim kültürel iktidarın en büyük avantajı ve en kritik zorbalığı “tanımlayabilme üstünlüğü”dür. Bu “tanımlayabilme üstünlüğü” sayesinde örneğin dünyanın en büyük sorununun Afrika’daki açlık, sömürü, emperyalizm değil; LGBT hakları olduğunu vaz eder. Mağdur ve mazlum milletlere yönelmiş savaşın ve zulmün mesele olmadığını ama iklim krizinin dünyanın sonunu getireceğini savunabilir rahatlıkla.
Ukrayna’daki savaşta sivillere, çocuklara yönelmiş şiddeti en şedit dille lanetleyen “kültürel iktidar organları”, söz konusu Filistinli çocukların öldürülmesi olduğunda “İsrail’in kendini savunma hakkı vardır” diyebilir.
Bugün dünyada sorulan “terörist kimdir?” sorusunun cevabını da bu hâkim kültürel iktidar cevaplar ve böylelikle...