Karmakarışık duygular içerisindeyim Kemal Kılıçdaroğlu’na yapılan saldırı konusunda.
İlk ve en keskin duygum “geçmiş olsun” duygusu elbette. Ana muhalefet partisi liderine yapılan bu saldırı, sebebi ne olursa olsun, kabul edilebilir değildir. Ortaya çıkan fotoğraf oldukça tehlikeli bir fotoğraftır.
Önüme düşen bir tweet var. Zeki Kayhan Coşkun diye oldukça meşhur bir karaktere ait. Çokça beğeni alan tweetinde diyor ki “Bu eli tanıyorum. Sivas’ta insanları yakan el bu... Maraş’ta kendisi gibi olmayanların kapısına kırmızı çarpı işareti koyan el bu... 6-7 Eylül’de azınlıkların dükkânını yağmalayan el bu. Köy Enstitüleri’ni fuhuş yapıyorlar diye taşlayan el bu. Vur deyince vuran el bu. Cahilin eli bu…”
Bu olağanüstü kolaycı toptancılık ve ahmak kafa konforu yüzünden kaybetmedik enerji bırakmadık. Her şeyi bir sepetin içine atıp “aşırı haklı bir pozisyon” buluyor kendisine ve standart bir “yarı aydın” kafanın her zaman yaptığını yapıp “cahil bunlar” diskuru ile meseleyi tortop etmeyi analiz zannediyor.
Hayır, öyle değil. Kılıçdaroğlu’na vuran el Sivas’ta, Maraş’ta, 6-7 Eylül’de, Gezi’de, kanlı 1 Mayıs’ta karşımıza çıkan “kullanışlı el” değil.
Bu başka, hatta bambaşka bir el...