Aklıselimini kaybetmemiş ve belirli bir yaşın üzerindeki herkes, bunu ifade edip etmemesinden bağımsız olarak, zannederim aynı şeyi düşünmüştür son birkaç gündür yaşanan politik gelişmeler karşısında. Bu yaşananlar dümdüz “eski Türkiye simülasyonu”dur. Eskimiş, bayatlamış, bir yanıyla kokuşmuş bir eski Türkiye simülasyonu üstelik.
“Güçlendirilmiş parlamenter sistem” diyerek çıktıkları yolda altılı masa bileşenlerinin isteyerek ya da istemeden ortaya koyduğu performans “berbat bir koalisyon görüntüsü”nün ötesine geçmedi, geçemedi.
Neydi, hatırlayalım. Birbirine ideolojik, politik iş tutuş hatta yaşam tarzı bakımından hiç benzemeyen politik partiler merkezinde “çıkar” olan bir düzlemde bir araya gelip ardından ideolojilerini, politikalarını, yaşam tarzlarını hatırlayıp kavga etmeye başlarlardı ve memleket dümdüz şekilde tıkanırdı. Bu tıkanmayı hiçbir fırça, hiçbir pompa açmadığı için memleket kokar, koku dayanılmaz olunca da bir vidanjör arayışına çıkılırdı. Şanslıysak sivil siyaset, şanslı değilsek asker yetişirdi imdada ve döngü yeniden başlardı.
Bir süredir “90’lar ne güzeldi, ah ne güzeldi” tezviratı üreten aptalları bir yana bırakarak söyleyecek olursak...