İsmail Kılıçarslan Yeni Şafak Gazetesi

Futboldan aşçı programına medyanın ikiyüzlü sahnesi

Dün akşam Hakan Şükür isimli vatansız itin Galatasaray mağlubiyeti üzerinden attığı tweetleri okurken tabii ki “ohhh” çektim. “Keşke bir yerde yorum yapsam da neyin ne olduğunu anlatsam” falan diyordu....

25 Eylül 2018 | 4.204 okunma

Dün akşam Hakan Şükür isimli vatansız itin Galatasaray mağlubiyeti üzerinden attığı tweetleri okurken tabii ki “ohhh” çektim. “Keşke bir yerde yorum yapsam da neyin ne olduğunu anlatsam” falan diyordu. Bir karış vatan toprağına hasret gider inşallah. Ülkesini özleye özleye bir çukuru doldurur.

Hakan Şükür futboldan anlamaz. De ki bana “hiç mi anlamaz”, ben de diyeyim ki “hiç anlamaz.” Ekranlarda yorumculuk yaptığı dönemde dersini hiç çalışmamış bir öğrenci gibi zevahiri kurtarmak için “ıh-pıh” ettiği günleri unuttuğumuzu zannediyor ama niçin unutalım? Taktik bilgisi de, dünyadaki futbolu takip bilgisi de, hatta utanmadan “Süper” dediğimiz ligimizdeki takımlara dair bilgisi de yerlerde sürünüyordu.

Hoş, sanki Hakan Şükür bilmiyor da ekranda, özellikle “ana akım” diyebileceğimiz futbol medyasında, bize “futbol yorumcusu” diye kakalananlar biliyor mu? Elbette hayır. Türkiye’de adına “futbol yorumcusu”, “futbol uzmanı” falan dediğimiz adam teki neredeyse hiçbir şey bilmez futbolla ilgili. Tıpkı benim gibi seyrettiğini yorumlamaktan ibaret bir hayatı vardır. Tabii benimle aralarında bir fark var bu tiplerin. Ben zevkine yorumluyorum seyrettiğim maçı, onlar bu işten para kazanıyorlar.

Geçtiğimiz dünya kupasında maçlar ağırlıklı olarak gündüz oynanınca benim ofisteki oda bir çeşit “izleme odası”na dönüştü. Maçların hemen tamamını birlikte izlediğimiz Cins editörü Arda Arel, sürekli ismini o maçta ilk kez duyduğumuz kimi oyuncularla ilgili bilgi verdi bize. Sadece bu da değil, mesela Nijerya’nın niçin turnuvanın “3-5-2” oynamak zorunda kalan tek takımı olduğunu analiz etti. Danimarka’nın pas oyununun nasıl işlemez hale geleceğini anlattı. Senegal hocası Aliou Cisse ile ilgili bilgi verdi falan.

Bir de can dostum Furkan Çalışkan vardı bizimle maç izleyen. O da sürekli “Kamerun’da Roger Milla oynuyor mu?”, “İtalya kadrosunda Rossi var mı?”, “İngiltere’de Owen’a dikkat” gibi bizi bizden alan yorumlarla destek verdi dünya kupasına.

Tabii o esnada yayıncı kuruluşun yorumcuları vardı bir de. Tabiri caizse aynı maçı izlemediğimiz, bir takım modası geçmiş futbol klişeleri ile beylik birkaç cümle kurup zevahiri kurtarmanın derdinde olan çeşitli yorumcular.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Mustafa Kemal’in askeri değil Türkiye’nin leşkeriyiz 23 Kasım 2024 | 179 Okunma O sınırın nerede olduğunu bulsak mı? 19 Kasım 2024 | 276 Okunma Bir kapı nereye açılır? 17 Kasım 2024 | 199 Okunma Benzersizlik anlatısı ya da senden sekiz buçuk milyar daha var 16 Kasım 2024 | 1.055 Okunma Bir teklif: Türkiye’nin küresi 12 Kasım 2024 | 271 Okunma