Benim gibi gençliği o berbat 90’larda heba olmuş kuşaktansanız memleketin sinir uçlarıyla oynamanın ne korkunç sonuçlar doğuracağını ne yazık ki çok ama çok iyi bilirsiniz demektir. Madımak’tan Başbağlar’a, Müslüm Gündüz’den Ali Kalkancı’ya, Susurluk’tan Akyazı’ya, yakılan köylerden asker tarafından brifing verilen medyacılara kadar 90’lar dibine kadar berbat yıllardı.
Gençliği 90’larda heba olan biri olarak dün, “bu şahane bir şey yahu” dediğim bir an yaşadım. Onunla başlayayım. Dün, görev süresinin uzatılması vesilesiyle Genelkurmay Başkanı’nın ismini öğrenmiş oldum. Yazıda tekrar adını verebilmek için Google araması yaptım. Paşanın adı Yaşar Güler imiş. Gençliğim, isimlerini mıh gibi beyninize çakan Genelkurmay Başkanları’nın memlekete ayar üzerine ayar vermesiyle geçti ve ben 46 yaşıma geldiğimde görev süresi dolmuş Genelkurmay Başkanı’nın adını görev süresinin uzatılması vesilesiyle tesadüfen, haberlere bakarken öğrendim. Bu, memleketin sinir uçlarının, en azından bir kısmının epeyce...