İsmail Kılıçarslan Yeni Şafak Gazetesi

Ger dilersiz bulasız oddan necat

Birinci tablo Mekke’nin fethedildiği gün… Şehrin dört bir yanından Kelime-i Tevhid sesleri yükseliyor. Kâbe, bütünüyle putlardan arınmış. Yerlerde paramparça olmuş putlar, yüzlerde bitimsiz bir hamd...

15 Eylül 2024 | 198 okunma

Birinci tablo

Mekke’nin fethedildiği gün… Şehrin dört bir yanından Kelime-i Tevhid sesleri yükseliyor. Kâbe, bütünüyle putlardan arınmış. Yerlerde paramparça olmuş putlar, yüzlerde bitimsiz bir hamd, sonsuz bir şükür. Habeşli Bilal, o muhteşem peltekliğiyle Ezan-ı Muhammedi okuyor ve çınlatıyor Mekke’nin, ruhun sılasının göğünü.

Kâbe’nin bir köşesinden, ufak tefek, fakirliği her halinden belli bir Bedevi yaklaşıyor. Bir sahabenin önünde duruyor ürkerek. Sorusunu güçlükle duyuyor sahabe. Soru şu: “Muhammed hanginiz?”

Sahabe efendimiz, parmağıyla, yüzü ayın on dördünü kıskandıracak kadar güzel Efendimiz(s.a.v.)’i işaret ediyor ve “işte orada” diyor. Bedevi, âlemlere rahmet olanın yanına gidip gitmemekte tereddütlü... Bir adım atıyor. Bir adım daha. Bir adım daha. Ve kendisini O’nun önünde buluyor. Bakıyor Efendimiz (s.a.v.) bu Bedevi’ye. İhtimal ki gülümsüyor. İhtimal ki bu dünyanın en güzel gülümsemesinden cesaret alıyor Bedevi. Ve titreyerek, kekeleyerek tekrarlıyor: “Ben… Ben…”

Efendimiz (s.a.v.), gülümsemesini daha da genişleterek ve duyulduğunda insanı mutluluktan sermest eden latif sesiyle şöyle söylüyor Bedevi’ye: “Karşımda...

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Kuçu kuçu hoşt hoşt 06 Nisan 2025 | 630 Okunma Bu ünlüleri bu faşistlerin elinden kurtaralım 05 Nisan 2025 | 671 Okunma Nur Serter kıtalar dolaşıyor 01 Nisan 2025 | 397 Okunma Bir dağdan iner gibi 30 Mart 2025 | 200 Okunma O esnada memleketin bir başka yerinde 29 Mart 2025 | 196 Okunma