Önce, TVNET’te Yusuf Genç ile yaptığımız Adres Defteri’ne konuk olan kıymetli ilim adamı Lütfi Sunar’ın bir tespitine kulak verelim. Değişim sosyolojisi ve tabakalaşma konularında Türkiye’nin en yetkin isimlerinden biri olan Lütfi Hoca dedi ki, “Belli bir zenginliğin üzerine çıktığınızda orada ideoloji, düşünsel yönelim, politik görüş falan kalmıyor. Herkes Gucci’de buluşup hayatına devam ediyor. Eşarp ya da çanta alma tercihi tabii ki bir ideolojik tercih değil. Gucci ideolojinin kendisi…”
Bu, burada bir dursun.
Tanzim satış noktaları açıldığında şunu yazdığımı hatırlıyorum: “Yöntemin doğruluğu-yanlışlığı elbette konuşulabilir ancak bir babanın daha ucuza sebze-meyve alması benim açımdan sadece sevinç kaynağıdır.”
Soğanın 8 lira olması ile 4 lira olması arasındaki fark dünyanın bütün ideolojilerindeki farklardan daha keskin, dünyanın bütün politik yönelimlerindeki farklardan daha sert bir farktır. Bunu, “Gucci ideolojisi”ne anlatamazsınız.
İnstagram ünlüsü bir kız var. Adı Sena Sever. Aslında yeni nesil bir meslek malum instagram ünlüsü olmak. Sena’nın işi de anladığım kadarıyla şu: Bazı markalar, bazı modacılar Sena’ya bir miktar para veriyor, Sena da “tesettür modası” diyebileceğimiz ürünleri instagram hesabında “aman da ne güzel şeyler bunlar” diyerek teşhir ediyor. Bütün numarası bu… Mankenle reklam kişisi arası biri yani… Bu tip 700-800 bin takipçiye sahip instagram ünlülerinin “bir kombin post etme” için aldığı bedelin 30 bin liraları bulduğu söyleniyor fakat bilemem tabii. Kimsenin kazancı beni alakadar etmez çünkü.
Fakat bildiğim şudur. İnstagram ünlümüz Sena, Cumhur İttifakı %53 oy almasına rağmen Ankara, Antalya gibi illeri kaybedince çok kızmış anlaşılan ve şunu yazmış: “İki kilo soğanı alamıyorsunuz diye vatan millet sattınız. İki kilo soğanı artık rüyanızda görürsünüz.”