Yeni Şafak · İsmail Kılıçarslan - Güzel Ayşe
O yıl ilkokul dörde gidiyordum. Demek ki onumdan on birime sivriliyordum. Demek ki yıllardan dokuz yüz seksen altıydı. Annemle Demetevler’den Suadiye Caddesi'ndeki evimize yürürken Hafız Selahattin Hoca’nın incecik sesi yükseldi minareden. Selaya başladı. Annem “Güzel Ayşe eben göçtü demek” dedi ve ekledi: “Zaten doktorlar ‘götürün de evinde ölsün’ demişlerdi.”
Öldüğünde doksan altı hesapladılar yaşını. Demek ki bin sekiz yüz doksan iki doğumluydu ve demek ki büyükbabamı kırk iki yaşındayken doğurmuştu.
İki lakabı...