İsmail Kılıçarslan Yeni Şafak Gazetesi

Kadıköy’deydim. İskelede.

Kadıköy’deydim. İskelede. 19 yaşında. İflas etmiş bir babanın yazar olmak isteyen mutsuz oğlu olarak Kadıköy’deydim. İskelede. 19 yaşında. Hayatımın bütün hikâyesi muz kolilerine istif...

21 Kasım 2021 | 681 okunma

Kadıköy’deydim. İskelede. 19 yaşında. İflas etmiş bir babanın yazar olmak isteyen mutsuz oğlu olarak Kadıköy’deydim. İskelede. 19 yaşında. Hayatımın bütün hikâyesi muz kolilerine istif edip cumartesi-pazar günleri sokakta sattığım kitaplara sıkışmıştı. Kızın birine “Mona Rosa’m olur musun?” diye sormuş ve “evet” cevabını almıştım daha yenice. İçine kaşar koklatılan tostlar, üzerine kırmızı ışık vurulunca iştah açıcı hale gelen sosisliler, demli çaylar ve ucuz tütünler arasında bir hayatım vardı. Kadıköy’deydim. İskelede. 19 yaşında. Yaşamakla yaşamamak arasında, direnmekle direnmemek arasında, olmakla olmamak arasında bir sarkaç, bir salıncak varmış da ben onun üzerindeymişim gibi bir hayat. “Ha Sezai ha ping-pong masası” yani. “Ping-pong masası varla yok arası” yani.

Kadıköy’deydim. İskelede. Sosisli satılan bir büfenin önünde dünyaya sarkıyordum. Vapur boşaldı. Kalabalık bir akşam vapuru. Ve kalabalığın içinden o indi. Daha dün “ben konuşmasını bilmem Lili” dizesini okurken boğazımı...

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
O sınırın nerede olduğunu bulsak mı? 19 Kasım 2024 | 275 Okunma Bir kapı nereye açılır? 17 Kasım 2024 | 199 Okunma Benzersizlik anlatısı ya da senden sekiz buçuk milyar daha var 16 Kasım 2024 | 1.055 Okunma Bir teklif: Türkiye’nin küresi 12 Kasım 2024 | 271 Okunma Bir bavula ne yakışır en çok? 10 Kasım 2024 | 264 Okunma