İsmail Kılıçarslan Yeni Şafak Gazetesi

Kırk altın için

Bilinen meseldir.Vakitlerden bir vakit köylerden bir köyde adına Abdülkadir derler bir çocuk yaşarmış ki daha çocukken bile belliymiş sultanların sultanı olacağı.Bir gün tarlada öküzler çift...

02 Eylül 2018 | 5.256 okunma

Bilinen meseldir.

Vakitlerden bir vakit köylerden bir köyde adına Abdülkadir derler bir çocuk yaşarmış ki daha çocukken bile belliymiş sultanların sultanı olacağı.

Bir gün tarlada öküzler çift sürerken onların kuyruğunu yakalayıp oyun oynamaya başlamış Abdülkadir. Çocukluk neşvesiyle akşama kadar öküzlerin ardından koşturup durmuş. Zeval vaktine yakın, bir ses erişmiş kulağına. Ses ona demiş ki: “Sen bunun için yaratılmadın Abdülkadir, senin bu dünyadaki vazifen bu değil, oyunun eğlencenin peşinde vakit tüketme.”

Abdülkadir, irkilerek bırakmış oyunu. Doğruca, anacığının yanına varmış. Demiş ki: “Ana, beni bırak ki Bağdat’a gidip ilimle meşgul olayım, bilmediğimi öğreneyim.”

Anadır, bir parmak çocuktan hemeninde ayrılmaya elverir mi gönlü? Vermez elbet. Tane tane konuşmuş: “Can parçam, kıymetlim, iki göz bebeğimin birincisi. Sen gidersen ben ne olurum. Kanadının biri koparılmış bir kuşa dönmez miyim? Kolum yanıma düşmez mi? Senin hasretine nasıl dayansın bu yaşlı yüreğim?”

Abdülkadir, çaresiz, o gün tarlada başına gelenleri, duyduğu sesin kendisine neler dediğini birer birer anlatmış anneciğine.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Mustafa Kemal’in askeri değil Türkiye’nin leşkeriyiz 23 Kasım 2024 | 179 Okunma O sınırın nerede olduğunu bulsak mı? 19 Kasım 2024 | 276 Okunma Bir kapı nereye açılır? 17 Kasım 2024 | 199 Okunma Benzersizlik anlatısı ya da senden sekiz buçuk milyar daha var 16 Kasım 2024 | 1.055 Okunma Bir teklif: Türkiye’nin küresi 12 Kasım 2024 | 271 Okunma