Malumumuzdur ki Anadolu’da “üzerine yemin edilen” en kutsal nesne kitabımız Kur’an-ı Kerim’dir. Anadolu tabiriyle söyleyecek olursak “kitaba el basan” kişi, ettiği yeminin gereğini hayata geçirebilmekle mükellef hisseder kendini. Yemin konusu sır tutmaksa o sır tutulur, bir taahhüdü yerine getirmekse o taahhüt yerine getirmek ilaahir.
O bakımdan söylemeliyim ki AK Parti’nin seçim beyannamesinde yer alan “Gerçek Belediyecilik Yemini” isimli yemin en çok metinde son cümle olarak yer alan “namusum, şerefim ve Kutsal Kitabımız üzerine yemin ederim” ibaresiyle çekti dikkatimi.
Buraya döneriz.
Takip edenler olmuştur gündemi. Bir vakittir kamuoyunda bir talep olarak “Belediye başkanları da vazifelerine yemin ederek başlasın” cümlesi dolaşımdaydı. AK Parti bu talebi dikkate almış olmalı ki seçim beyannamesinde bir yemin metnine yer vermiş. Görünen o ki AK Partili belediye başkan adayları, seçilmeleri halinde bir yemin töreni düzenleyecekler ve ilgili yeminle başlayacaklar vazifelerine. Bunu önemsedim. Benim gibi pek çok seçmenin de önemseyeceğini düşünüyorum.
Saf değilim elbette. Dünyanın hiçbir yemininin yönettiği beldeye ihanet edecek, kamunun...