Kültürün tıpkı bilişim, moda, gıda ve benzerleri gibi devasa bir sektör olduğunu, bu sektörün milyarlarca dolarlık kocaman bir pazarının ve yine milyarlarca dolarlık bir endüstrisinin olduğunu kabul etmeden alabilecek bir mesafemiz yoktur.
Bilgisine sahip olmadan mesafe alamayacağımız bir başka gerçek ise şudur: Türkiye, dizi dışında bir “ihraç edilebilir kültürel üretim”e sahip bir ülke değildir. Dünyada üretim konusunda dokuzuncu sırada olduğumuz kitaplarımızı ihraç edemiyoruz. Müzik, tiyatro, sinema, plastik sanatlar ve benzeri alanlarda da “ihraç ettik” diyebileceğimiz ciddi bir üretimimiz yok.
“Kültürel üretime maruz kalma” işi tam burada başlıyor işte. İthal....